12. Ceza Dairesi 2016/2463 E. , 2016/5515 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 13.07.2006 tarihli ve 2006/250 esas, 2006/234 sayılı kararını müteakip, sanığın aynı eylemi dolayısıyla yapılan yargılama sonucunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 15.02.2007 tarihli ve 2006/565 esas, 2007/27 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/7. maddesinde “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.” hükmünün yer aldığı, dosya kapsamına göre sanık ..."ın 06.04.2006 günü, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan Didim Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 22.05.2006 tarihli ve 2006/884 soruşturma, 2006/312 esas, 2006/164 sayılı iddianame ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 13.07.2006 tarihli ve 2006/250 esas, 2006/234 sayılı kararı verildiği, aynı sanığın aynı eylemi sebebiyle Didim Cumhuriyet Başsavcılığının 13.11.2006 tarihli ve 2006/882 soruşturma, 2006/843 esas, 2006/475 sayılı iddianamesi ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 15.02.2007 tarihli ve 2006/565 esas, 2007/27 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 15.02.2007 tarihli kararının verildiği esnada aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm bulunduğundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/7. maddesi gereğince açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 17.12.2015 gün ve 94660652-105-09-13276-2015-E.26606/83866 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.01.2016 gün ve 2015/421387 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İncelenen dosyaların içeriğine göre, sanık ..."ın, 06.04.2006 günü saat 00.30 sularında yapılan alkol kontrolü sonucunda 110 promil alkollü olarak araç kullandığının tespit edildiği iddiasına dayalı olarak Didim Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 22.05.2006 tarihli ve 2006/884 soruşturma, 2006/312 esas, 2006/164 sayılı iddianamesiyle sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı açılan dava sonunda, Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 13.07.2006 tarihli ve 2006/250 esas, 2006/234 sayılı kararı ile yüklenen suçun sübuta erdiği kabul edilerek, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 28.05.2007 tarihinde kesinleştiği, ancak aynı eylem nedeniyle Didim Cumhuriyet Başsavcılığının bu kez 13.11.2006 tarihli ve 2006/882 soruşturma, 2006/843 esas, 2006/475 sayılı iddianamesiyle açılan davada, Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 15.02.2007 tarihli ve 2006/565 esas, 2007/27 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/7. maddesinde yer alan, “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine kararı verilir” şeklindeki düzenleme karşısında, aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında ikinci kez hüküm kurulamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Didim Sulh Ceza Mahkemesinin 15.02.2007 tarihli ve 2006/565 esas, 2007/27 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, sanık ..."ın mahkumiyetine yönelik hüküm fıkrasının, “1- Sanık hakkında aynı fiil nedeniyle daha önceden açılmış bir dava ve verilmiş bir hüküm bulunduğu anlaşıldığından, ikinci defa açılan davanın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/7. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,” şeklinde DÜZELTİLMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.