Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4923 Esas 2017/5240 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4923
Karar No: 2017/5240
Karar Tarihi: 09.05.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4923 Esas 2017/5240 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/4923 E.  ,  2017/5240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ...Yönetimi A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu ...., hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 09.06.2010 tarihinde davalı ...’a sattığını, belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkili ile borçlunun hiçbir bağının olmadığını, ... ticaret merkezinde yatırım amaçlı yer almak istediğinde, emlakçı vasıtası ile 410.000,00 bedel ile satın aldığını ve davanın reddini savunmuştur.
    Davalı borçlu vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığını, müvekkilinin borçlarını ödeyebilmek için taşınmazını sattığını belirtmiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamından davalılar arasında akrabalık ve yakınlık olmadığının anlaşıldığı, ivazlar arasında bedel farkı bulunmadığı ve muvazaa ve mal kaçırma amacının ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Aynı Yasanın 280/1.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son
    fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
    Somut olayda dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen bedeli arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte dava konusu taşınmazın borçlunun da faaliyette bulunduğu işyeri olduğu anılan maddede belirtilen devir koşullarının gerçekleştiği iddia ve ispat edilmemiştir.
    Bu durumda davalılar arasındaki satış işleminin işyeri devri mahiyetinde olduğu anlaşıldığından davanın İİK 280.madde gereğince kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ..."ye geri verilmesine 09/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.