Taksirle öldürme suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin tüm, katılanlar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, yerleşim yerinde gündüz vakti bölünmüş yolda seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftan yol dışı kalıp orta ayırıcı kısımda bulunan yayaya tam kusurlu hareketiyle çarpan ve ölümüne sebep olan sanık hakkında, taksirinin yoğunluğu nazara alınarak temel cezanın tayininde asgari hadden daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.