Esas No: 2021/17378
Karar No: 2022/2410
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/17378 Esas 2022/2410 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/17378 E. , 2022/2410 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, değişen suç vasfı itibariyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli ve 2016/305 esas, 2016/372 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 10/12/2011 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 19/11/2013 tarihli ve 2013/6616 soruşturma, 2013/5699 esas, 2013/609 sayılı iddianamesi ile Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/02/2014 tarihli ve 2012/40 esas, 2014/79 sayılı kararı ile, sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi altına alınmasına ve tedavi boyunca sürecek denetimli serbestlik tedbirinin tedavinin sona ermesinden itibaren 1 yıl devam ettirilmesine karar verildiği, kararın 15/05/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşmesinden sonra infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3- Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 20/08/2014 tarihli ve 2014/426 ÇDS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 01/09/2014 tarihinde MERNİS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, şüphelinin Müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4- Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2015 tarihli ve 2015/114 esas, 2015/193 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 191/8. maddesi gereğince yasal zorunluluk bulunduğundan 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3 yıl denetime tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 03/07/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde 05/11/2015 tarihinde işlediği basit yaralama suçundan Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/09/2016 tarihli ve 2015/1051 esas, 2016/678 sayılı kararı ile cezalandırılmasına karar verildiğinin ihbar edilmesi üzerine;
Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 14/12/2016 tarihli ve 2016/305 esas, 2016/372 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 05/01/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği, anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan suça sürüklenen çocuk ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/02/2014 tarihli ve 2012/40 esas, 2014/79 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun kendisine yapılan tebligata rağmen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri için başvuru yapmadığı gerekçesiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve anılan Kanun'un 231/8. maddesi gereğince 3 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına dair Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2015 tarihli ve 2015/114 esas, 2015/193 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 05/11/2015 tarihinde kasıtlı bir suçtan mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına ve mahkumiyetine ilişkin Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli ve 2016/305 esas, 2016/372 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazı için Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan çağrı yazısının 01/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış ise de, çağrı yazısının, sanığın MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu gibi, davetnamede tekrar bir uyarı yapılmayacağının bildirildiği ve uyarı yazısının hiç çıkarılmadığı, bu durumda kovuşturma şartı olan ısrar şartının gerçekleşmediği cihetle, usulüne uygun bir tedavi ve denetimli serbestlik infaz süreci bulunmadığından kamu davasının açılma koşulunun gerçekleşmediği gözetilmeden, kamu davasının durmasına karar verilmesi yerine suça sürüklenen çocuğun mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli ve 2016/305 esas, 2016/372 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında, değişen suç vasfı itibariye kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/02/2014 tarihli ve 2012/40 esas, 2014/79 sayılı kararı ile, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği, tedbirin infazı aşamasında sanığın kendisine yapılan çağrı tebligatına rağmen Müdürlüğe başvurmadığı gerekçesiyle Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2015 tarihli ve 2015/114 esas, 2015/193 sayılı kararı ile, sanığın 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/8. maddesindeki kanuni zorunluluk nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 03/07/2015 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 05/11/2015 tarihinde kasıtlı bir suçtan mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli ve 2016/305 esas, 2016/372 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına ve sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazı için Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan çağrı yazısı 01/09/2014 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de,
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda tebligatın sanığın doğrudan MERNİS adresine çıkarıldığı, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle çağrı yazısının doğrudan sanığın MERNIS adresine tebliğ edilmesi usulsüz olduğu gibi,
Denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, şüpheliye 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için şüpheliye "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde ısrar şartının gerçekleşeceğinin anlaşılması karşısında, somut olayda, sanığa Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çağrı yazısının 01/09/2014 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiği, sanığın süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığından dosyanın kapatılmasına karar verildiği, ısrar koşulunun 18/06/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun'la 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191. maddesinde yapılan değişikle getirildiği dikkate alındığında, infaz tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, sanığa ayrıca uyarı yazısı tebliğ edilmeden denetimli serbestlik dosyasının kapatıldığı anlaşılmakla, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar şartının" gerçekleşmediği, bu nedenle kamu davasının durmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve tedavi/denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına, karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/12/2016 tarihli ve 2016/305 esas, 2016/372 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
02/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.