Esas No: 2020/10770
Karar No: 2022/2404
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/10770 Esas 2022/2404 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bir uyuşturucu madde ticareti suçu nedeniyle hüküm verilen bir ceza davasında, sanığın hüküm temyizinden vazgeçmesi nedeniyle bu talebinin incelenmesine gerek olmadığı belirtilmektedir. Ancak, suç konusu olan uyuşturucu maddenin miktarına bağlı olarak cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61. maddesi ve 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gözetilmemiş ve bu nedenle hükümler bozulmuştur. Ayrıca, diğer sanıkların suçlarına ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı için beraatlerine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Detaylı olarak belirtilen kanun maddeleri şunlardır:
- Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi (kasten işlenen suçlar için ölçülü ceza)
- Türk Ceza Kanunu'nun 3. maddesi (cezanın orantılılık ilkesi)
- Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi (tekerrür cezası)
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1- Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde:
Sanık müdafii tarafından 21.10.2015 tarihinde hüküm temyiz edilmiş ise de; sanığın Silivri 6 nolu L tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumu aracılığı ile gönderdiği 21.10.2015 tarihli dilekçesinde “ temyiz hakkımdan feragat ediyorum” şeklindeki talebinin temyizden vazgeçme niteliğinde olması nedeniyle; hükmün İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlerin incelenmesinde:
Suç konusu esrarın miktarına bağlı olarak önemi ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığına göre, TCK'nın 61. maddesindeki ölçütler ile 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince temel para cezasının hapis cezasındaki oran da dikkate alınarak alt sınırdan daha fazla uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık ... hakkında tekerrüre esas alınan ilamın karar tarihi ve esas numarasının yanlış yazılması,
2- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3- Suç konusu uyuşturucu maddeden "İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce" şahit numune alındığı gözetilmeden müsadere kısmında "Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı" şeklinde yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu durumların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- Hüküm fıkrasının sanık ... hakkında tekerrür uygulanmasına ilişkin bölümünde "tarih ve 2008/273" ibaresinin çıkarılıp yerine "tarihinde kesinleşen 03.03.2009 tarihli ve 2008/373" ibaresinin yazılması,
2- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli iptal kararı ile 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler sonrası oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
3- Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümünde "Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarında" ibaresinin "İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünde" olarak değiştirilmesi,
Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlerin incelenmesinde:
Sanıkların başka bir olay sebebi ile 18.01.2013 tarihinde uyuşturucu madde suçundan göz altına alınıp 22.01.2013 tarihinde tutuklandıkları anlaşıldığı ve kendilerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanıkların tüm aşamalardaki savunmalarının aksine atılı suçu işlediklerine, diğer sanıklarda ele geçen uyuşturucu madde ile ilgilerinin olduğuna ve diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiklerine ilişkin, içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek telefon görüşmeleri dışında, her türlü kuşkudan uzak, mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve diğer sanıklar ... ve ... tarafından İstanbul'a nakledildiği ve sanıklar Hayati ve Akan tarafından satıldığı iddia olunan maddelerinde ele geçirilememesi sebebiyle niteliği tespit edilemediğinden uyuşturucu madde sayılamayacağından sanıkların beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan; hükümlerin BOZULMASINA,
02/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.