12. Ceza Dairesi 2020/9621 E. , 2021/1647 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62/1, 50/4-1-a, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetibe ilişkin hüküm sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
(I)Sanık müdafinin eski hale getirme talebiyle birlikte yaptığı temyiz talebinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın “Eski Hâle Getirme” başlıklı 40. maddesinin birinci fıkrasında; kusuru bulunmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişinin eski hale getirme isteminde bulunabileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında; kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişinin kusursuz sayılacağı belirtilmiştir.
Temyiz istemine konu kararda başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şekli anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterildiğinden ve sanık müdafinin tebliatın yapıldığı adresin yanlış olduğuna ilişkin iddiası bulunup kanun yolunun doğru gösterilmediğine yönelik bir itirazı da bulunmadığından, eski hale getirme talebi, 5271 sayılı CMK"nın 40. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında değil, birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmelidir.
Her ne kadar sanık müdafiince sanığın adresinin “Şehit Cengiz Karaca Mah. ... No:.... Çankaya/ ANKARA” olduğu, tebligatın ise yanlış adrese yapıldığını belirterek sanığın kararı öğrenme tarihi olarak bildirdiği 29.12.2015 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinden bahisle tebliğin usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de; sanığın mahkemece savunması alınırken tebligat adresi olarak “Şehit Cengiz Karaca Mah. 1057 Cad. No:6 İç Kapı No:13 Çankaya/ ANKARA” adresini bildirdiği, kendisinin ve müdafisinin yokluğunda verilen kararın öncelikle müdafiine tebliğe çalışıldığı ancak müdafiin vefat etmesi nedeniyle kendisine çıkarılan tebligat evrakının iadesinin ardından sanığın bildirdiği adresine gerekçeli kararı içerir tebligat evrakı çıkarılarak tebliğin 24.12.2015 tarihinde en yakın komşusunun muhatabın çarşıda olduğunu beyan etmesi üzerine 2 nolu haber kağıdının sanığın kapısına yapıştırılarak, Tebligat Kanunu 21. maddeye göre mahalle muhtarına tebliğ edildiği, yapılan tebligatın kanuna uygun olduğu anlaşıldığından eski hale getirme talebi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle, sanığın, yokluğunda verilen hükmün kendisine 24.12.2015 tarihinde tebliğ edilmesinin ardından, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra hüküm tarihinden sonra vekil tayin ettiği sanık müdafii tarafından 04.01.2016 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; aynı Kanun"un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin ve geçerli bir sebebe dayanmayan eski hale getirme talebinin isteme aykırı olarak REDDİNE,
(II)Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Sanığın temsile yetkili olduğu Tünsan Yapı Ltd. Şirketinin Bereket Enerji Anonim Şirketi tarafından yapımı üstlenilen HES projesinin tünellerinin yapım işini taşeron olarak aldığı, bu işin yürütümü kapsamında suç tarihinde açılan tünel içerisinde iksa işlemi yapılırken hasır çelik örgülerle açılan tünel duvarları sabitlenmeye çalışıldığı sırada ayna diye tabir edilen tünelin alın bölümünden kopan toprak parçası altında kalan işçinin hayatını kaybettiği olayda; her ne kadar şirket yetkilisi olan sanık olay yerinde şantiye şefi görevlendirmiş ise de; dosya arasında bulunan 12.01.2010 tarihli bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere kazanın tünel yapıldıktan sonra iksaya başlanmadan önce harfiyatı yapılan yerde gerekli kontroller yapılarak yüzeylerde ve tavanda oluşan kavlakların alınması, alında göçme ve kaymaların olup olmadığının kontrol edilmesi gerekirken bu işlemin yapılmamasından kaynaklandığı, yine aynı rapor içeriğinde kazı işlerinin yapılmasının teknik yeterliliği olan kişilerin gözlem ve denetimi altında yapılması gerektiği jeoloji mühendisi olan şantiye şefinin ise yer zemin yapısını bilebileceği ancak alından gelebilecek tehlikeyi farkedemeyeceğinin bildirilmiş olması karşısında söz konusu işin yapımı sırasında yapılan işin teknik detaylarını bilen ehil ve yeterli bir şantiye şefi bulundurmayan, risk analizi yaptırıp gerekli risklere karşı tedbir almayan sanığın kusurlu olduğu anlaşılarak yapılan incelemede,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre mahalli Cumhuriyet savcısının yetersiz gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanması geri bırakılmasının uygulanmadığına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak;
Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının gösterilmeyerek TCK"nın 52/3 maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün (4) ile numaralandırılan paragrafının hükümden çıkarılarak yerine “Sanığın kişilik ve sosyal özellikleri nazara alınarak, sanığa verilen hapis cezasının TCK"nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının TCK"nın 52/3 maddesi gereğince 605 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine,TCK"nın 52/2 maddesi gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri gözönünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 40 TL olarak hesabıyla 24.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.