Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9895
Karar No: 2014/6349
Karar Tarihi: 07.04.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/9895 Esas 2014/6349 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/9895 E.  ,  2014/6349 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Müdahalenin önlenmesi ve tazminat

    ... ile ... aralarındaki müdahalenin önlenmesi ve tazminat davasının kabulüne dair ....Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 03.12.2012 gün ve 1981/1309 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı vekili, davalı ... Belediyesi"nin vekil edenine ait....Köyündeki tarladan izinsiz olarak kanalizasyon hattı geçirdiğini, bu hat geçirilirken tarlada bulunan ağaçların kesildiğini açıklayarak davalının müdahalesinin önlenmesiyle izinsiz geçirilen kanalizasyon hattının kaldırılmasına, kesilen ağaçların bedeli olarak 360 TL tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, yargılama oturumlarındaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, davacıya ait 1567 nolu parseldeki kanalizasyon hattının kaldırılmasına, 360 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle temyiz edilmiştir.
    Dava konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında 1567 parsel olarak sınırlandırılmış, ancak daha sonra taşınmazın .... sınırları içinde kalması ve zilyetlik süresinin ispatlanamaması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır. Dinlenen taraf tanıkları ve mahalli bilirkişi beyanlarından dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğu sabittir.
    Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının zilyetliğinde olan 1567 nolu parsel içerisinde bulunan ağaçların davalı Belediyenin kanalizasyon çalışması sırasında izinsiz olarak kesildiği, mahallinde yapılan keşif, uygulama, yerel bilirkişi ve tanık anlatımları ile uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen kroki ve raporla belirlendiğine göre davalı vekilinin tazminata ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün ONANMASINA, ancak tapusuz taşınmaz üzerinde zilyetlik hukuksal nedenine dayanılarak açılan müdahalenin önlenmesi davası sonucunda kal niteliğinde olan davalı
    Belediye Başkanlığınca yapılan kanalizasyonun sökülerek kaldırılmasına karar verilemez. Açıklanan bu nedenle müdahalenin önlenmesi davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin hükmün bu bölümüne yönelik yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün kanalizasyonun sökülerek kaldırılmasına dair bölümünün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY YAZISI

    Davacı vekili 18.11.2008 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Köyünde vekil edenine ait tarlanın içerisinden davalı ..."nın herhangi bir izin almaksızın kanalizasyon hattı geçirerek taşınmaza tecavüzde bulunduğunu ve kanalizasyon hattının geçirildiği yerlerdeki ağaçların kesilerek yada sökülerek zarar verildiğini açıklayarak, öncelikle davalının haksız elatmasının önlenmesine, kanalizasyon şebekesinin kaldırılmasına, kesilen ağaçlar nedeniyle şimdilik fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 100 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı taraf, bu yerdeki kanalizasyon suyunun açıktan akması ve çevreye zararlı olması nedeniyle mahalle halkının talebi üzerine bu yerden kanalizasyon şebekesi geçirildiğini sökülen ağaçların yabani ağaç olduğunu, davacının davasının mülkiyete değil zilyetliğe dayalı bir dava olduğunu tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, yapılan keşif, dosyada mevcut bilirkişi raporları dikkate alınarak davacının davasının kabulüne, 06.11.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 1567 nolu parseldeki taşınmaz üzerindeki kanalizasyon hattının kaldırılmasına, vaki müdahalenin bu şekilde önlenmesine, maddi tazminat isteğinin kabulü ile 360.00 TL maddi tazminatın ilk dava tarihi olan 18.11.2008 tarihinden işleyecek yasal faizle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; davacının aynı eylem nedeniyle yerel Kaymakamlık Makamına müracaatta bulunduğu,....Kaymakamlığı"nın 22.08.2008 gün, 2008/17 Karar sayılı idare kurulu kararına göre: Şikayet olunan Belediye Başkanlığı"nca yapılan işlemin çevre sağlığı dolayısıyla kamu yararı açısından gerekli olduğundan ve davacının şifahi rıza göstererek çalışmalar bittikten sonra şikayetçi olduğundan talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Söz konusu kararın iptali için idari yargı mercilerine dava açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge dosya içersinde bulunmamaktadır.
    1567 nolu parsele ilişkin tapulama tutanağı onaylı sureti getirilmiştir. Senetsizden, bahçe niteliğiyle, 530 m2 olarak 14.12.1984 tarihinde, zilyetleri edinme sebebinde yazıldıktan sonra, bu taşınmazların Havza-i Fahmiye hudutları dahilinde bulunduğundan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 12.11.1980 gün ve 1978/2341 sayılı kararı gereğince tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiş, dava açılmadığından 09.12.1985 tarihinde kesinleşmiştir.
    Mahallinde keşif yapılmıştır. Dinlenen yerel bilirkişiler, dava konusu yerin davacıya ait olduğunu, kanalizasyon borusunun dava konusu yerden geçirildiğini, bu yerdeki çınar ve ceviz ağaçlarının belediye tarafından kesildiğini açıklamışlardır. Davacı tanıkları da aynı mealde tanıklık yapmışlardır. Fen bilirkişi 1/500 ölçekli krokili raporunu dosyaya sunmuştur. Söz konusu, kanalizasyon hattının bir kısmının 1567 nolu parsel içerisinden geçirildiği, bu yerdeki altı adet ceviz, on adet çınar ( dışbudak ağacı) kesilmiş vaziyette zeminde bulunduğunu belirtmiştir. Keşifte görevlendirilen ziraatçi ve mülk sahibi bilirkişilerin ortak raporları dosya içerisindedir. Kesilen ağaçların bedelinin 360.00 TL olduğu rapor edilmiştir. Bu yerden geçirilen kanalizasyon borusunun uzunluğunun 23 metre olduğu belirtilmiştir.
    Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, 766 sayılı Tapulama Kanunu gereğince yapılan tapulama çalışmalarında 1567 parsel olarak tespiti yapılan, ancak, tespit tarihi itibarıyla....sınırları içerisinde kalan ve bu nedenle özel mülkiyete konu olamayan, ancak edinme sebebinde yazılı olduğu üzere ve keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarının açıklamalarına göre aralıksız çekişmesiz davacının zilyetliğinde bulunan ve dava tarihi itibarıyla bu yerlerin zilyetlikle iktisabının mümkün olduğu da dikkate alındığında davacının davasının TMK"nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istekli olduğu tartışmasızdır. Dosyada mevcut.... Kaymakamlığı"nın İdare Kurulu Bürosu Kararının gerekçeleri Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın mülkiyet hakkını düzenleyen hükmüne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, temel yasa olan TMK"nun 683. maddesine aykırı bir karardır. Çevre sağlığı konusu önemli bir olgudur. Ne var ki, giderici önlemlerin alınması ilgili kamu kuruluşlarının görevi dahilindedir. Bu işlemi yaparken tapulu taşınmaz ise kamulaştırma yapması, tapusuz taşınmaz ise zilyedinin belirlenerek kamulaştırma bedelinin bloke edilerek bu işlemin yapılması gerekir. Aksine tutum Hukuk Devleti ile bağdaşmaz.
    Açıklanan tüm bu nedenlerle, mahalli mahkemenin elatmanın önlenmesi ve kal’e (yıkım) ilişkin kararı usul ve yasaya uygundur. Yine ıslahla artırılan tazminata yönelik kararı da usul ve kanuna uygundur. Ancak, faiz ile ilgili hüküm doğru olmamıştır. Şöyle ki, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 100.00 TL maddi tazminat talep edilmiş, bilirkişi raporundan sonra davacı vekili 02.05.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle talebi 260.00 TL arttırmıştır. Bu durumda, yasal faizin 100.00 TL’lik kısmının dava tarihinden, 260.00 TL’lik kısmının ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, tümü için ilk dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul, yasa ve Yargıtay uygulamalarına aykırıdır.
    Netice olarak, yerel mahkemenin davacının zilyetliği altında bulunan tapusuz taşınmazına bir plan ve projeye uygun olarak yapılmayan kanalizasyon hattı nedeniyle men

    ve kal kararı verilmesi ve ıslahla arttırılan toplam miktar üzerinden maddi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olmakla yerel mahkeme kararının men, kal ve tazminata ilişkin bu bölümlerinin ONANMASINA,
    Ancak, yasal faize kademeli olarak hükmedilmesi gerekirken tümü için dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan mahalli mahkeme kararının bu bölümünün BOZULMASI gerekirken sayın Daire çoğunluğunca benimsenen ONAMA ve BOZMA kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan çoğunluk kararına yukarıda açıkladığım nedenlerle katılma imkanı bulunmamaktadır.
    Tüm bu nedenlerle, Dairenin sayın çoğunluğunun 360.00 TL tazminata ilişkin kararın onanmasına, men ve kal’e ilişkin kararın BOZULMASINA ilişkin kararına katılmam mümkün olmamıştır. Yukarıda açıkladığım sebeplerle mahalli mahkeme kararının men, kal ve toplam tazminata ilişkin bölümlerinin ONANMASINA ve yasal faizin 100.00 TL için dava tarihinden 260.00 TL için ıslah tarihinden hükmedilmesi nedeniyle BOZULMASI gerektiği kanaatindeyim. 07.04.2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi