2. Ceza Dairesi 2012/17915 E. , 2013/2183 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 6 - 2010/17970
MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/04/2009
NUMARASI : 2009/252 (E) ve 2009/469 (K)
SUÇ : Hırsızlık, Konut Dokunulmazlığını Bozma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
I- Uzlaşmaya ilişkin işlemlerin ne şekilde yapılacağı ve hangi suçların uzlaşma kapsamında bulunduğu 5271 sayılı CMK.nun 253. maddesinde düzenlenmiştir. 5271 sayılı CMK.nun 253. maddesinde,19.12.2006 tarihinde 5560 sayılı yasanın 24. maddesi ile yapılan değişiklik sonrasında, uzlaşma teklifinin Cumhuriyet savcısının talimatı üzerine kolluk görevlileri tarafından da yapılabileceği belirtilmiştir. Somut olayda ise dosyada, Cumhuriyet Savcısının, uzlaşma işlemlerinin yerine getirilmesi hususunda kolluk görevlilerine verilen herhangi bir talimatı bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, sanıklara atılı konut dokunulmazlığını bozma suçu 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa’nın 24. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 253. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi uyarınca; soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaşma kapsamına alınan suçlardan olması, katılanın kolluktaki uzlaşmak istemediğine dair ifadesinin geçerli olmaması ve sanıklara yöntemine uygun şekilde uzlaşma önerisinde bulunulmadığının anlaşılması karşısında; suç ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK.nun 253 ve 254. maddelerinde öngörülen yönteme uygun olarak uzlaşma önerisinde (teklifinde) bulunulmadan usulüne uygun olmayan uzlaşma önerisi işlemine dayalı olarak hüküm kurulması,
II- Sanıkların üzerlerine atılı konut dokunulmazlığını bozma suçunu birlikte işlediklerinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK.nun 119/1-c maddesinin uygulanmaması,
III-Sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezalarının, 5237 Sayılı TCK.nun 51.maddesi uyarınca ertelenmesine yer olmadığına kararı verilirken, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilip edilmedikleri ile suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdikleri pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyecekleri konusunda mahkemeye kanaat gelip gelmediği hususlarının değerlendirilmesinin gerektiği, sanık H.. Y.."ın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilam ile sanık R.. A.."ın adli sicil kaydında yer alan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yönelik ilamın ertelemeye engel teşkil etmediği gözetilmeden ve ayrıca sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK.nun 62. maddesinin uygulanması sırasında, sanıkların iyi hali olumlu olarak değerlendirildiği halde, “Şartları oluşmadığından ” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmolunan cezaların ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
IV-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar oluşumuna elverişli bulunmadığı hırsızlık suçu yönünden ise suça konu malların iade edilmiş olduğu, sanık H.. Y.."ın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilam ile sanık R.. A.."ın adli sicil kaydında yer alan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yönelik ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmediği gözetilerek ; 5271 sayılı CMK. nun 231. maddesinin 6. fıkrasının ( b ) bendi uyarınca, sanıkların kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususunda oluşacak kanaate göre haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılamayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden; “daha önce kasıtlı suçtan mahkum olmaları, 231/6-a maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı” şeklindeki yasal olmayan gerekçelerle sanıklar hakkında aynı kanunun 231/5. maddesinin uygulanmaması,
V- Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar, diğer haklar yönünden ise
hapis cezasının infazının tamamlanmasına kadar uygulanabileceği gözetilmeden, sanıkların TCK.nun 53/1-c maddesinde yazılı haklarından hapis cezasının infazı süresince, diğer haklar yönünden ise bihakkın tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
VI- Sanık R.. A.. hakkında tekerüre esas alınan ilamın sanığa ait olmayıp dosya ile ilgisi bulunmayan Sanık Şeyhmus Günbeyi"ne ait olduğu ve sanığın adli sicil kaydında yer alan sabıkasına konu ilamda ise sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında,sanığın tekerrüre esas sabıkasının olmaması nedeniyle hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde ,5320 sayılı yasanın 8 .maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 07.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi