Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2841
Karar No: 2014/20285
Karar Tarihi: 24.12.2914

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/2841 Esas 2014/20285 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/2841 E.  ,  2014/20285 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;

    KARAR

    Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı, kayden maliki olduğu 549 ada 8 parsel sayılı taşınmaza komşu 9 nolu parsel maliki davalının duvar çekmek suretiyle müdahale ettiğini, ihtar göndermesine rağmen tecavüze son vermediğini, müdahale nedeniyle taşınmazı kullanamadığından zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Davalı, halen maliki olduğu 549 ada 9 parsel sayılı taşınmazı 2833 sayılı kadastral parsel iken babasının satın aldığını, 1990 yılından beri kullandıkları taşınmazda 2003 yılında imar uygulaması yapılarak belirlenen sınıra göre yine babası tarafından çekişmeye konu duvarın yapıldığını, dava konusu alanda belediyece dört ayrı imar uygulaması yapılmış olup, yeni bir imar çalışmasının da devam ettiğini, davacı taşınmazına müdahalesi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalının taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiği, imar öncesinde de davalının babasının duvarı taşkın yaptığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 549 ada 8 parsel sayılı taşınmazda davacının kayden malik olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı, komşu 549 ada 9 parselin ise davalı adına kayıtlı bulunduğu, her iki taşınmazın da imar parselleri olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus Türk Medeni Kanununun 684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.
    298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Somut olaya gelince, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki; dosya kapsamı ile dava konusu 549 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 2849 sayılı kadastral parsel iken 2001 ve 2004 yıllarında iki kez imar uygulamasına tabi tutulduğu, aynı şekilde davalıya ait 549 ada 9 parsel sayılı taşınmazın da 2833 sayılı kadastral parselin aynı yıllardaki imar uygulamaları neticesinde son halini aldığı, davalının imar öncesi taşınmazda babasından dolayı hak sahibi olduğu, mahkemece, yapılan uygulama sonucu elde edilen bilirkişi raporu ile saptanan müştemilat ve duvar taşkınlığının imar uygulaması sonucu meydana gelip gelmediğinin ise tespit edilmediği görülmektedir.
    Öte yandan, davalı tecavüzünün imar uygulaması sonucu meydana geldiğinin tespit edilmesi durumunda, imar uygulaması sonucu ortaya çıkan taşkınlık nedeniyle davalının kötü niyetli sayılamayacağından ecrimisil isteğinin de reddi gerektiği açıktır.
    O halde, öncelikle mahallinde yeniden uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak davalının çekişme konusu taşınmaza var olan müdahalesinin imar uygulaması sonucu meydana gelip gelmediğinin tespit edilmesi, bilirkişilerden uygulamayı gösterir ve denetime elverişli rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2914 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi