Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13930
Karar No: 2014/20275
Karar Tarihi: 25.12.2014

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/13930 Esas 2014/20275 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/13930 E.  ,  2014/20275 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 31.01.2013 gün ve 2010/584 esas 2013/101 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 26.03.2014 gün ve 3663-6473 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:


    -KARAR-

    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tazminat isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, tapu iptal ve tescil istemi yönünden davanın reddine, 25.000.00-TL tazminatın vekilden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, kararın Dairece, onanması üzerine davacı taraf süresinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacının, ... Noterliğinin 11.03.2010 tarihli ve 1829 yevmiye nolu vekaletnamesiyle dava konusu 1410 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda davalı ..."i vekil tayin ettiği, aynı gün aynı noterlikte yapılan 1830 yevmiye nolu işlem ile de davalı ..."in dava konusu yapılmayan 114 ada 21 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda davacıyı vekil kıldığı, 1410 parselin vekil ... tarafından 26.03.2010 tarihinde 25.000.00-TL bedelle diğer davalı ..."a satıldığı, davalı ..."ın taşınmazı 100.000.00-TL"na satın aldığını beyan ettiği ancak mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucu taşınmazın satış ve dava tarihi itibariyle 248.800.00-TL değerinde olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)"nda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir(TBK"nun 504/1 md.). Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk 818 sayılı yasada daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"nda benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilinin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)"nun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince; davalı ... 248.800.00-TL değerindeki taşınmazı 100.000.00-TL"na satın alarak vekil ve alıcı el ve işbirliği içerisinde davacıyı zararlandırılma kastıyla hareket etmiş, dolayısıyla vekalet görevi kötüye kullanılmıştır. Nitekim bu husus mahkemenin de kabulündedir.
    Hâl böyle olunca tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulü gerekirken tazminata karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi kabule göre de, davacı tarafın taşınmazın gerçek bedelini istediği gözetilmeksizin akitteki bedele hükmedilmiş olması da isabetli değildir.
    Anılan bu husus, davacı tarafın karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin HUMK"nun 440. maddesi uyarınca kabulüyle, Dairenin 26.03.2014 tarihli, 2014/3663 esas, 2014/6473 karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve yukarıda değinilen hususlar gözetilerek bir hüküm kurulması için yerel Mahkemenin 31.01.2013 günlü, 2010/584 Esas, 2013/101 Karar sayılı kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince bu gerekçelerle BOZULMASINA, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi