19. Ceza Dairesi 2017/6540 E. , 2018/22 K.
"İçtihat Metni"1072 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/04/2014 tarih, 2014/66 Esas, 2014/297 Karar sayılı hüküm sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 20/11/2017 gün ve 2015/34286 Esas, 2017/9822 sayılı kararıyla;
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de, kasıtlı suçtan hapse mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, oybirliğiyle karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/12/2017 gün ve KD-2014/151429 sayılı yazısı ile; 31/07/2012 tarihli iddianame ile "şüphelilerden ..."in ... adresindeki lokali işlettiği, diğer şüphelilerin bu lokalin çalışanları oldukları, şüpheli ..."in işyerine adli emanetin 2012/7254 sırasında kayıtlı elektrikli üflemeli tombala makinesi koyduğu, bu makine ile otomatik olarak çekiliş düzenlediği, bu çekilişlerin yine aynı emanete kayıtlı televizyonlar kanalı ile izlenmesine olanak sağlandığı, lokale gelen müşterilerin para karşılığı almış oldukları kartlarla tombala oyununa katıldıkları, şüpheli ..."in oynanan tombala oyunlarından kazanç elde ettiği..." iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/11/2012 gün ve 2012/915 Esas - 2012/931 Karar sayılı kararı ile;
"Sanığın 1072 sayılı kanunun 2, TCK"nın 62/1, 52, 52/4. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 1.660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının 16 taksitte alınmasına,
Sanık hakkında verilen hükmün sabıkasız olması, talebi ve ortada giderilmesi gerekir bir zarar bulunmaması karşısında CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına;
CMK 231/8. maddesi gereğince sanığın 5 yıl süreyle denetim süresine tabii tutulmasına, suç cinsi dikkate alındığında denetim serbestlik tedbiri uygulanmasına takdiren yer olmadığına,
CMK 231/10. maddesi gereğince denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmediği takdirde açıklanması geriye bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşeceğinin sanığa ihtarına (yapılamadı),
CMK 231/11. maddesi gereğince denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği takdirde hükmün açıklanacağının sanığa ihtarına (yapılamadı)" hükmedilmiştir.
Yokluğunda verilen hükmün sanığa tebliğine dair dosyada mevcut sanığın adres bilgileri ile tebligat belgelerini incelediğimizde;
Sanığın soruşturma aşamasında 24/07/2012 tarihinde alınan beyanında "..." adresini ikamet adresi olarak bildirdiği ve iddianamede de aynı adresin yer aldığı,
02/08/2012 tarihli tensip zaptı ile sanığa iddianamenin tebliği ile meşruhatlı davetiye ile celbine karar verildiği,
Sanığın soruşturma aşamasında bildirdiği adresine çıkarılan açıklamalı duruşma davetiyesi tebligat belgesinin "B lokta 18 numara yoktur. Kapıcı ... ... imzadan imtina ederek verdiği sözlü beyana göre muhatap tanınmıyor. Muhatabın T.C. No"su belirtilmediğinden AKS sorgusu yapılamamıştır." şerhi ile 11/08/2012 tarihinde iade edildiği,
26/09/2012 tarihli ilk duruşmaya gelen sanık ..."ın savunması alınırken kimlik ve adres tespiti sırasında "halen iddianame adresinde oturduğu.." belirtildiği,
Sanığın yokluğunda verilen 07/11/2011 tarihli hükmün aynı adrese gönderilen tebligat belgesinin "B lokta 18 numara yoktur. Kapıcı ... imzadan imtina ederek verdiği sözlü beyana göre muhatap tanınmıyor. Muhatabın T.C. No"su belirtilmediğinden AKS sorgusu yapılamamıştır." şerhi ile 27/11/2012 tarihinde iade edilmesi üzerine aynı adreste "Tebligat Kanunu"nun 35. Maddesine göre 6 nolu örnek formülün parçası adresin kapısına asılmış.." olduğu belirtilerek 11/01/2013 tarihinde tebliğ edildiğinden bahisle sanık ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 21/01/2013 tarihinde kesinleştiği ve sanığın denetim süresi içinde 02/08/2013 tarihinde kasıtlı suç işlediği kabul edilerek 11/04/2014 tarihinde sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına ve sanığın cezalandırılmasına hükmedilmiş ise de;
Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sonrasında denetim süresinin başlaması için yokluklarında verilen hükmün taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekir. Usulüne uygun olarak kesinleşmeyen hükümlerde denetim süresi başlamayacağından, denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle hükümde açıklanamaz.
Bu hususta Yargıtay Ceza Dairelerinin çok sayıda kararı bulunmaktadır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin;
20/03/2017 günlü 2014/19838 Esas - 2017/8508 Karar sayılı,
31/05/2017 günlü 2016/16777 Esas - 2017/16144 Karar sayılı,
04/10/2017 günlü 2014/27821 Esas - 2017/21304 Karar sayılı,
16/10/2017 günlü 2016/10865 Esas - 2017/22446 Karar sayılı,
Yargıtay 7. Ceza Dairesi"nin;
06/02/2017 günlü 2014/33108 Esas - 2017/1423 Karar sayılı,
11/04/2017 günlü 2014/33281 Esas - 2017/3006 Karar sayılı,
03/05/2017 günlü 2014/35033 Esas - 2017/3814 Karar sayılı,
Yargıtay 12. Ceza Dairesi"nin;
28/02/2017 günlü 2016/12989 Esas - 2017/1504 Karar sayılı,
19/04/2017 günlü 2017/1191Esas - 2017/3308 Karar sayılı ilamları benzer niteliktedir.
Sanığın adresi araştırılmadan, daha önce hiç tebligat yapılmayan ve olmadığı bildirilen bir kapı numarasına asılarak Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi gereğince 11/01/2013 tarihinde yapılan tebligat işlemi usulsüz bulunduğundan, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 07/11/2017 tarihli hükmün henüz kesinleşmediği, denetim süresinin başlamadığı, bu nedenle deneme süresi içinde işlenmiş bir suçtan bahsedilemeyeceği ve Yargıtay Ceza Daireleri arasındaki uygulama birliği de gözetilerek hükmün açıklanamayacağı kanaatindeyiz .
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
I-Dairenizin 20/11/2017 tarihli ve 2015/34286 (E) ve 2017/9822 (K) sayılı onama kararı kaldırılarak, Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/04/2014 Tarih, 2014/66 Esas ve 2014/297 Karar sayılı kararının onanmasına karar verilmesi,
II-İtiraz yerinde görülmediği takdirde, itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na TEVDİİ,
İtirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR:
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/12/2017 tarih ve 2014/151429 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan 6352 sayılı Kanun ile değişik CMK"nın 308/3. maddesi gözetilerek itirazın kabulüne,
2-Dairemizin 20/11/2017 tarih ve 2015/34286 Esas, 2017/9822 Karar sayılı onama kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi uyarınca "tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır" hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen "bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" ek fıkra hükmüne aykırı olarak, yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararın sanığın savunmasında beyan ettiği tebligata elverişli olmayan adresine yapılan tebliğ işlemi ile yetinilmesi karşısında, kesinleşmenin usulüne uygun olmadığı, bu suretle de denetim sürelerinin başlamadığı ve yeni suçun denetim süresi içerisinde işlendiğinden bahsedilemeyeceği gözetilmeden, hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.