Esas No: 2019/10819
Karar No: 2022/3170
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/10819 Esas 2022/3170 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, katılanın imzasını taklit ederek 7.000 TL bedelli senet düzenlemiş, mahkeme ise sanığı belgede sahtecilik suçundan suçlu bulmuştur. Ancak sanık, katılan ile iş ortağı olduğunu, senetteki imzanın katılanın rızası ile atılmış olabileceğini savunmuştur. Mahkeme ise belgede sahtecilik suçunun kasten işlendiği durumlarda zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediği gerekçesiyle suç kastının söz konusu olamayacağına karar vermiştir. Bu nedenle mahkeme, sanığın beraatine değil, mahkumiyetine karar vermiştir. Kararda Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 tarih ve 80/98, 19.04.2005 tarih ve 221-38 sayılı kararlarında belgede sahtecilik suçunda suç kastından bahsedilmediği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi: Hükümlerin temyizi
- 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi: Ceza suçları ve cezaları hakkında kanunlar ile adli sicil kanunu hükümlerinde yapılan değişikliklerin yürürlüğü hakkında kanun.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın, katılan ve kendisinin borçlu olarak göründüğü 10.03.2010 tanzim ve 15.07.2010 vade tarihli, 7.000 TL bedelli senet düzenlediği, senedin borçlu bölümündeki katılana ait imzayı taklit ederek attığı, yaptırılan bilirkişi incelemesinde senetteki imzanın katılanın eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı suçu işlediği iddia olunan olayda; sanığın, katılan ile aralarında iş ortaklığı olduğuna, işleri gereği müşterek verdikleri senetlere birbirlerinin yerine imza attıklarına, suça konu senedin de yanlarında çalışan.....'a olan borca karşılık verildiğine ve bu borcun katılan ile ortak olduğuna, daha sonra da senet bedelini ...'a ödediğine, katılanın rızası olduğu için yerine imza atmış olabileceğine, ikisinin de birbirlerinin yerine imza attıklarına, ortak çalıştıkları ve her zaman iş yerinde birlikte bulunmadıkları için bu şekilde hareket ettiklerine yönelik savunması ile senet lehdarı ...'ın soruşturma aşamasında, suça konu senede ilişkin ödemeyi sanık ...'ın yaptığına yönelik 13.03.2014 tarihli beyanı, katılan ...'ın, sanık ...'ın bu senedin borçlusu olduğuna dair aralarında protokol olduğuna ve söz konusu protokol gereğince senedin sanık tarafından ödenmesi gerektiğine ilişkin 08.02.2012 tarihli beyanı ve dosyada örneği mevcut, taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesine ilişkin 15.03.2010 tarihli protokolde suça konu 10.03.2010 tanzim tarihli senedin de bulunduğunun anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 tarih ve 80/98, 19.04.2005 tarih ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun adına imza atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği nazara alındığında; sanığın yasal unsurları itibarıyla oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 01.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.