12. Ceza Dairesi 2019/10214 E. , 2021/1643 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısıtarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
(I)Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesinde;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.02.2020 tarihli ve 2017/8-948 Esas, 2020/162 sayılı kararında belirtildiği üzere, bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığının resmen ilan edilmesinden önceki evrede aleyhine temyiz yoluna başvurulan kararlar söz konusu olduğunda, diğer bir ifadeyle 1412 sayılı CMUK’nın 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gereken hâllerde, o yer Cumhuriyet savcılarının duruşmalarına iştirak etmediği asliye ceza mahkemesi kararlarına yönelik temyiz sürelerinin de bu Kanun’un 310. maddesinin üçüncü fıkrası kıyasen uygulanmak suretiyle belirlenmesi ve bu sürenin "tefhim tarihinden itibaren bir ay" olduğunun kabul edilmesi gerektiği; 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 3. madde uyarınca mahalli Cumhuriyet savcılarının, duruşmalarına iştirak etmedikleri Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesinin 3. fıkrası kıyasen uygulanmak suretiyle, tefhim tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz kanun yoluna başvurabilecekleri, temyiz süresinin görüldü ile değil tefhimle başlayacağı, 5320 sayılı Kanuna 12.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6572 sayılı Kanunun 45. maddesi ile eklenen geçici 9. maddesine göre, 31.12.2019 tarihine kadar Asliye Ceza Mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmayacağının, ancak, verilen hükümlere karşı Cumhuriyet savcısının kanun yoluna başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceğinin belirtildiği, 12.12.2014 ve sonrasında duruşmalara Cumhuriyet savcısı katılamayacağından, mahalli Cumhuriyet savcıları yönünden temyiz süresinin tefhimden itibaren 1 ay, 01.01.2014 ve 12.12.2014 tarihleri arasındaki hükümlerde ise temyiz süresinin tefhimden itibaren 1 hafta olduğu, incelenen dosyada hüküm duruşmasına katılmayan mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından 09/03/2016 tarihinde verilen hükme karşı 27/04/2016 tarihinde yapılan temyiz isteminin süresinde olmadığı anlaşılmakla, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 310 ve 317. maddeleri uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
(II)Katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanıklar ile aynı apartmanda aynı katta ikamet eden katılanın suç tarihinde sanıkların evlerinin önüne serdikleri kilime takılıp düşmesi sonucu yaralandığı iddiası üzerine yapılan yargılama sonucunda dosya arasında mevcut bilgi ve belgeler ışığında katılanın söz konusu kilime takılıp düştüğüne dair kesin somut inandırıcı delil edilememesi sebebiyle sanıkların beraatlerine karar verildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak;
CMK"nın 327/1. maddesinde "Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurunda ileri gelen giderleri ödemeye mahkum edilir." şeklindeki düzenleme yer verilmiş olması ve somut olayda sanığın kendi kusurundan kaynaklanan bir gider bulunmadığının anlaşılması karşısında; yargılama giderinden sayılan katılan lehine vekalet ücretinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup katılan vekilinin temyiz itirazların bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 3. paragrafının ile numaralandırılan paragrafının hükümden çıkarılmak suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde ... ‘ın hükümden önce 09.02.2015 tarihinde öldüğünün tespit edilmiş olması karşısında, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.