18. Hukuk Dairesi 2014/963 E. , 2014/10832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2013
NUMARASI : 2012/359-2013/371
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmaz malın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği raporda, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit etmelidir.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Bu sebeple, münavebeye alınan ürünlerin değerlendirme tarihi olan 2012 yılı itibarıyla sulu şartlarda buğdayın ve samanın dekar başına ortalama verimi 550 kg, 400 kg, pamuğun dekar başına ortalama verimi 585 kg olduğu halde; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sırasıyla dekar başına ortalama verimin 680kg, 500kg ve 710 kg alınması suretiyle yüksek değer hesaplanmış olması,
2-Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında, iklim koşulları, arazinin topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı vb) gözönünde tutulduğunda, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan, ülkemizin değişik yörelerindeki (değeri önemli şekilde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir faktör bulunması hali hariç) sulu tarım arazilerinin değerlendirilmesinde kapitalizasyon faiz oranı %5 olarak uygulandığı halde, bilirkişi kurulunca sulu kabul edilen dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde kapitalizasyon faiz oranının %6 alınması suretiyle düşük m² değeri belirlenmesi,
3-Dava konusu taşınmazın 1/25000 ölçekli Hatay İli Çevre Düzeni Planında mutlak tarım alanı içinde kalması, Reyhanlı ilçe merkezine mesafesi dikkate alındığında bu hususların tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde %20 oranında objektif değer artışına neden olabileceğinden, bu hususu dikkate almayan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
4-Davada kendisini vekille temsil ettirmiş olan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir karar verilmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.