Esas No: 2020/1226
Karar No: 2022/3412
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/1226 Esas 2022/3412 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, bilgisi ve rızası dışında şikayetçi adına sahte GSM abonelik sözleşmesi düzenlediği iddiasıyla özel belgede sahtecilik suçuyla yargılanmış ve mahkum edilmiştir. Ancak mahkeme, kanunun öngördüğü hükme uyulmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur. Ayrıca, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ve Anayasa Mahkemesi kararına uygun bir şekilde kanun maddelerinin açıklanması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır:
- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. ve 5. fıkraları: Abonelik tesisi işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemleri kişinin bilgisi ve rızası dışında yapılamaz, gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez veya kullanılamaz.
- 5271 sayılı CMK'nin 231. maddesinin 8. fıkrasına eklenen 2. cümle: Sanık hakkında daha önce kesinleşmiş mahkumiyet hükmü yoksa, hükmün açıklanması geri bırakılabilir.
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunu’nun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendi: Basit yargılama usulü yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak, hükme bağ
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1) Sanığın, bilgisi ve rızası dışında şikâyetçi adına sahte GSM abonelik sözleşmesi düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; 19.02.2014 tarihli ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun'un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz veya yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz." hükümleri karşısında; sanık hakkında özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesine göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
2) Kabule göre de;
a) Adli sicil kaydına göre, sanığın suç tarihi itibarıyla kasten işlediği suçtan dolayı kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün bulunmadığı, 5271 sayılı CMK'nin 231. maddesinin 8. fıkrasına eklenen 2. cümle hükmünün suç tarihinden sonra 18.06.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetilmeden; sanık hakkında “daha önce yararlandığından” şeklindeki yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, yasaya aykırı,
b) Sanığın eylemine uyan 5809 sayılı Kanun'a aykırılık suçunda; hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunu’nun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.