2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/17240 Esas 2016/5409 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/17240
Karar No: 2016/5409
Karar Tarihi: 31.03.2016

2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/17240 Esas 2016/5409 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2015/17240 E.  ,  2016/5409 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 19/12/2013
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat


2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete"de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;



./.


Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dairemizin 21/02/2012 tarih, 2011/8947 Esas, 2012/5050 Karar sayılı ve mahkemece uyulmasına karar verilen ilamı ile, “Hükümden sonra 08/02/2008 günlü Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 5728 Sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanunda getirilen değişiklikler karşısında; suçun niteliği, hükmolunan cezanın tür ve miktarı gözetilip, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması” nedeniyle hükmün bozulduğu; davaya konu yerin 2. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edildiğine ilişkin Kurul kararı ve ilan tutanaklarının dosya kapsamında mevcut olduğu anlaşılmakla, sanığın 21/02/2012 tarihli bozma ilamı doğrultusunda atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.