17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11038 Karar No: 2017/12134 Karar Tarihi: 26.12.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/11038 Esas 2017/12134 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/11038 E. , 2017/12134 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; -K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlıkları bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazın bedelinin borçlunun ortağı olduğu şirketin çekleri kullanılarak borçlu tarafından alındığı halde davalı babası ... adına tescil ettirildiğini, bu tasarrufların iptaline mümkün değilse tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin olmadığını, tasarrufun iptali için borçlu tarafından yapılmış bir tasarruf olması gerektiği oysa müvekkilinin taşınmazı dava dışı şahıstan aldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, İİK"nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarruf davalarında iptal kararı verilebilmesi için kural olarak borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği, icra takibine dayanak olan bonoların incelenmesinde tanzim tarihinin 20/07/2012 olduğu ve borcun bu tarihte dolduğu, iptali istenen tasarrufun ise 25/05/2011 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmakla borcun tasarruf tarihinden sonra doğduğu anlaşıldığı, kaldı ki davalı borçlu ... ile diğer davalı ... arasında da doğrudan bir tasarruf ilişkisi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK"nun 277 maddesine dayalı olarak açılan nam-ı müsteair neliğindeki işlemin iptali istemine ilişkindir. 1-Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Bu tür işlemlerin İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptali istenmesi mümkün olduğundan mahkemenin red gerekçelerinden biri olarak borçlu ile üçüncü kişi arasında bir tasarruf bulunmaması sebebi bu nedenlerle yerinde değil ise de tasarrufun borcun doğmundan önce yapılmış olması nedeniyle reddi isabetli olup davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, dava koşulu yokluğundan red edildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir. Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.bendindeki "6.503,25-TL TL" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "1.500,00 TL" ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 26/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.