11. Hukuk Dairesi 2014/14370 E. , 2015/855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/02/2014 tarih ve 2007/146-2014/78 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından11.04.2007 tarihinde internet bankacılığı yoluyla bilgisi ve onayı dışında toplamda 18.940 TL çekildiğini, davalının bankanın gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle sorumlu olduğunu, diğer davalıların ise müvekkilinin.... kartı ile aynı numarayı taşıyan.... kartının kötüniyetli kişilere teslim edilmesi ve havale işleminde gerekli şifrenin bu.... kartının takılı olduğu telefona mesajla gönderilmesi nedeniyle kusurlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000 TL"nin 12.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla talebini 16.005 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı banka vekili, zarardan davacının ve diğer davalıların sorumlu olduğunu savunmuştur.
Davalı .... vekili,.... kartı değişikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, teslim esnasında sahte kimlik belgesi kullanıldığını, bu sahteliğin tespitinin mümkün olmadığını, işlemden bankanın sorumlu olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın % 60, davalı şirketlerin % 30, davacının ise % 10 oranında kusurlu oldukları, zarar toplamının gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 9.603 TL"nin davalı bankadan, 4.801 TL"nin ise müştereken ve müteselsilen diğer davalılardan tahsiline, alacağın 3000"er TL"lik kısmı için dava, kalan miktarlar bakımından ıslah tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin temyizi yönünden; dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi) Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK"nın 306. ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. Somut olayda mahkeme, benimsediği bilirkişi raporu ile internet şifresini muhafaza konusunda gerekli özeni göstermemesi nedeniyle davacıyı meydana gelen zarardan dolayı müterafik kusurlu kabul etmiştir. Oysa davacıya ait para, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemi ile hesaptan bir başka hesaba havale edilmiş olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı banka davacıya vermiş olduğu şifrenin davacının kusuru ile ele geçirildiğini kanıtlayamamıştır. Davalı bankanın internet bankacılığında kendisinin ve müşterilerinin güvenliğini sağlayacak güvenlik enstrümanlarının kullanılmasını zorunlu kılmayıp, somut olayda davacının inisiyatifine bırakması zararın doğmasında başlıca etken olup, davalı bankanın zarardan sorumlu olduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, davalı bankanın mevduatı iade yükümlülüğünün devam ettiği kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı .... vekili ve davalı .... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; somut olayda usulsüz işlemin gerçekleşmesinde davalı.... ve abone merkezi olan diğer davalının % 30 oranında kusurlu oldukları kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, davacı ile bu davalılar arasında internet bankacılığı ile ilgili bir sözleşme olmadığı gibi, dava konusu iddia edilen zarar, aslında diğer davalı bankanın zararıdır. Davacının alacağı, davalı banka açısından aynen devam etmektedir. Davacı talebini, akidi davalı bankaya yöneltmelidir. Şayet usulsüz işlemde davalı ..... ve davalı ..."nin bir kusuru mevcut ise, bu hususu ileri sürme hakkı, mevduatı saklamakla yükümlü, bu davalının eylemi ile zarar gördüğünü ileri süren davalı bankaya aittir. Bu durum karşısında, davacının açtığı davada davalı ....ye ve davalı ..."ye husumet düşmeyeceği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, hükmün (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı.... ve davalı .... yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücterine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 410,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı bankadan alınmasına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacı, davalı .... ve davalı ..."ye ayrı ayrı iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.