23. Hukuk Dairesi 2017/2245 E. , 2020/3084 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının devir yoluyla kooperatif ortağı olduğunu, kooperatife olan ek ödeme ve aidat borcunu ödemediğini, davalının daha sonra kooperatif ortaklığından ayrıldığını; ancak iki yıl daha sorumluluğunun devam ettiğini, icra takibi başlattıklarını, takibe itiraz edildiğini, itirazın iptaline,%20 icra inkar tazminatı ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kooperatif üyesi olduğu süre boyunca yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 2012 yılında kooperatiften ayrıldığını, davacının 2013 yılında yapılan genel kurula istinaden kendisinden ödeme talep ettiğini, sorumluluğunun olamayacğını savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma,bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının kooperatif ortaklığından ayrıldığı, ortaklıktan ayrılmadan önce kendisine borç tahakkuk ettirilmediği, aidat istenemeyecği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi sonucu Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucu; davacı kooperatif tarafından istenilen paranın davalının istifasından önce doğduğu itirazlarının dikkate alınarak bilirkişi raporu alınması gerektiği, davalının takip tarihinden önce temerrüde düştüğü yönünde bir delil olmadığından bu kısım yönünden davanın kabulüne, alacağın istifadan sonra doğduğunun belirlenmesi halinde ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme nedeniyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, bilirkişi raporu alındığı, rapora göre 2013 yılında ödenmesine karar verilen aidatın 2010-2011-2012 yılllarından kaynaklanan borç olduğu, asıl alacak yönünden davanın kabulüne, davalının temerrüde düştüğe ilişkin belge olmadığından faiz isteminin reddine karar verilerek açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif aidat borcundan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı tarafın kendisini vekil ile temsil ettirmemesine karşın davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekmiş ise de; yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; gerekçeli kararın hüküm kısmının beşinci bendin son sırasında bulunan “davalı vekili için takdir edilen 1.980,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin tamamının karardan çıkartılarak hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin bu bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları ile davalının temyiz itirazının reddine, mahkemece verilen hükümden “davalı vekili için takdir edilen 1.980,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin tamamının çıkarılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.