Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 6352 sayılı Yasanın 100. maddesi ile CMK"nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, suça sürüklenen çocuğa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle Devlet Hazinesi üzerinde bırakılması hususu infaz aşamasında resen dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır. A)Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, B)Suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Yaşı büyük olduğu için dosyası ayrılan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan beraat verilerek kararın kesinleştiğinin ve dosya kapsamına göre eylemin birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğine ilişkin kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 119/1-c maddesi ile uygulama yapılarak fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında TCK’nın 116/2, 119/1-c, 31/3, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince neticeten verilen "4.000 TL adli para cezasının", TCK"nın 116/2, 31/3, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince neticeten "2.000 TL adli para cezası" olarak belirlenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.