1. Hukuk Dairesi 2014/14439 E. , 2014/20202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar, 399 ada 50 parsel sayılı taşınmazda davalı ile paydaş olduklarını taşınmazın 13.000 m2"lik bölümünde çay bahçesi olup, çay bahçesinin davalı tarafından kullanıldığını, birleşen davada da 399 ada 50 ve 362 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda davalıların fındık, sebze ve meyve tarımı yaparak kullandıklarını ileri sürerek, ecrimisil istemiyle eldeki davayı açmışlar, davalılardan ..., intifadan men koşulunun oluşmadığını, çay bahçesinin babası tarafından tesis edildiğini, taşınmazın bir bölümünü davacılarından ... ve ..."un kullandığını belirterek reddi savunmuş, diğer davalılarda davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların kullanımlarının muvafakate dayalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 399 ada 50 parsel sayılı taşınmazın hükmen ve 362 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise kadastro ve intikal suretiyle davacılar ve davalılar ile dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince, 399 ada 50 parsel sayılı taşınmazda dava konusu edilen çay bahçesinin davalıların murisi ... tarafından tesis edildiği, davacılar vekilince verilen 06.10.2008 tarihli dilekçe ile davacıların kabulündedir. Ancak anılan parselin hükmen tapuya tescil edilmiş olduğu da dosya kapsamı ile sabittir. O halde, bu parsel yönünden intifadan men koşulunun oluştuğu gözardı edilerek, muvafakate dayalı kullanım olduğunun kabul edilmek suretiyle davanın tamamıyla reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, davalılar 362 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki fındık bahçesini kendilerinin tesis ettikleri savunmasında bulunmuşlar ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/100 E. sayılı dava dosyası ile davaya konu edilen 399 ada 50 ve 362 ada 2 numaralı parsellerdeki muhtesatlar, meyve ve fındık ağaçları vs. hakkında muhtesatın aidiyetinin tespiti davası açtıkları ve davanın derdest olduğu da görülmektedir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununun 165. maddesi gereğince ... Asliye Hukuk mahkemesinin 2011/100 E. sayılı dava dosyasının sonucunun eldeki davayı etkiyeceği açıktır.
Hâl böyle olunca, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/100 E. sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.