16. Hukuk Dairesi 2015/6305 E. , 2016/9918 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda Yakasenek Köyü çalışma alanında bulunan 246 ada 11, 13 ve 247 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardan 246 ada 11 ve 13 parsel davalı ... ve müşterekleri, 247 ada 2 parsel ise ... adına tapu kaydı, vergi kaydı, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiş, 246 ada 11 parsel 05.04.2004 tarihinde kayden davalı ..."a satılmıştır. Davacı ..., tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların 1/4 payının tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 1/4 payının davacı adına, kalan 3/4 payın ise tapu kayıt maliki adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davalılar ..., Döndü Bozdemir, ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazların kadastro çalışmalarından önce tescil ilamı yoluyla oluşan tapu kaydı ile davacı ve davalılar adına hükmen tescil edildiği, kadastro çalışmalarında davacının payının adına tespit görmediği, taksim iddiasının da ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de temyize konu 246 ada 11 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan inceleme, uygulama ve araştırma hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi, 247 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı 10.03.2005 tarihli dava dilekçesi ile temyize konu 246 ada 11 ve 13 parsel sayılı taşınmazlara yönelik dava açmış olup, 14.04.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah ederek 247 ada 2 parsel sayılı taşınmazı da dava konusu ettiğini bildirmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 29.06.2011 tarih ve 2011/1-364 Esas, 2011/453 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava konusu edilmeyen taşınmazlar, dava konusu edilen taşınmaza nazaran ayrı birer müddeabih olduklarından ıslahla dahi dava konusu olamayacağına ve bir an için dava konusu olabileceği düşünülse bile 247 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tutanağının 11.10.1996 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle ıslah tarihi olan 14.04.2009 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde düzenlenen on yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş bulunmasına göre, bu parsel yönüyle açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir. 246 ada 11 ve 13 parseller yönünden yapılan incelemede ise; mahkemece taksim olgusunun ispatlanmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de davalıların aşamalarda taşınmazların aralarında taksim edildiğini, davacının İmamaziz Mahallesindeki evi aldığını ve dava konusu taşınmazlarda hakkının kalmadığını ileri sürdükleri, dosyada bulunan 02.02.1984 tarihli taksim mukavelesi başlıklı davacının da imzasının bulunduğu belgede, taşınmazların mirasçılar arasında pay edildiğinin ve davacı ..."e İmamaziz Mahallesindeki ev ve ahırın verildiğinin yazılı olduğu, bununla birlikte dosyada bulunan 260 ada 17 ve 18 parsellerin tutanak içerikleri incelendiğinde 260 ada 17 parselin davacı tarafından dava dışı 3. kişiden satın alınması, 18 parselin ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; temyize konu taşınmazların bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının tümü ile yeniden keşif yapılmalı, 02.02.1984 tarihli taksim senedi de göz önüne alınarak yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların taraflar arasında taksim edilip edilmediği, davacının payına karşılık İmamaziz Mahallesindeki evi alıp almadığı, 260 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davacıya payına karşılık verilen taşınmaz olup olmadığı belirlenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan, eksik incelemeyle hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün 246 ada 11, 13 ve 247 ada 2 parsel sayılı taşınmazalar yönünden BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 14.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.