17. Hukuk Dairesi 2015/6050 E. , 2017/12096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların murisi ... ... müvekkili şirket tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı olan ... plakalı araç ile 16/07/2011 tarihinde ağır kusurlu olarak trafik kazası yaptığını, kazada muris dahil 6 kişinin öldüğünü, 34 kişinin yaralandığını, 25 kişilik istiap haddi aşılarak minibüse 40 kişi alınması, sileceklerin çalışmaması ve aşırı sürat nedeniyle kazanın gerçekleştiğini, davalıların murisinin ağır kusurlu olduğunu, kazada ölenlerin mirasçılarına destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını belirterek 178.162,00 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, ... ... adına sigortalı aracın davacı ... şirketine Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davacı yanın iddialarının aksine davalıların sorumlu tutulabilmesi için davacının TTK 1409 mucibine rücu sebeplerinin kati suretle ispatı gerektiğini, taşımacılık sigortasının sürücü ya da araç sahibi tam kusurlu olsa dahi yolcu konumundaki üçüncü kişilerin bedensel zararlarını karşılamakla yükümlü olduğunu, sürücünün tam kusurlu olmasının sigorta şirketine rücu hakkı tanımayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeni ile reddine, karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı (Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk)sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin sigortalı murisin mirasçılarından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda; mahkemece kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde (1086 sayılı HUMK 237. md ) “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir." hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükme göre, kesin hükmün söz konusu olabilmesi için daha önce açılarak hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olan davanın tarafları, dava sebebi ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davanın talep sonucunun aynı olduğu ikinci bir dava açılması gerekir.
Somut olayda; kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ise de,mahkemece kesin hükme dayanak yapılan ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/173 Esas sayılı dosyasında davacı, aracın Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza sigortacısı olan ... Sigorta AŞ olup eldeki davanın davacısı ise aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta şirketi olan ... Sigorta AŞ"dir.
Aynı kaza ile ilgili olarak aracın Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza sigortacısı olan ... Sigorta AŞ tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/173 Esas sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kazanın münhasıran fazla yolcu taşınmasına bağlı olmadığı belirlenmiş ve bu doğrultuda dava 2013/291 K sayısı ile reddedilmiş olup hüküm Dairemizce 11.11.2013 tarihinde onanmıştır. ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/173 Esas sayılı davasının tarafları ve konusu farklı olup verilen hüküm işbu dava için kesin hüküm oluşturmaz ise de, işbu dava için güçlü delil oluşturur.
Bu durumda mahkemece, kesinleşmiş mahkeme ilamı tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 26/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.