17. Hukuk Dairesi 2015/6026 E. , 2017/12087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacılar vekili, 01.08.2012 günü müvekkilinin eşi ..."ın dava dışı ... Petrol A.Ş"ye ait ve davalı ... şirketine sigortalı ... plakalı kamyonla seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda hayatını kaybettiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle eşinin desteğinden yoksun kaldığını, uğranılan zararın tazmini için aracın sigortacısı davalı şirket tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek 500 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini 153.065,49 TL"ye yükseltmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 153.065,49 TL"nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, dava tarihiden itibaren yasal faiz uygulanmasına, karar verilmiş,hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.5510 sayılı Yasa’nın 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez.” düzenlemesi getirilmiştir.Somut olayda davacıların desteği ... dava dışı ...Petrol A.Ş"ye ait kamyon ile şehirlerarası yolda kamyon şöförlüğü yapmakta iken meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu vefat etmiştir. Mahkemece SGK’ya müzekkere yazılarak, davacı eş ... ve destek ..."nun çalışma bilgileri, çalışıyorlarsa sosyal güvenlik kayıt suretlerinin gönderilmesi istenmiş ise de,olayın iş kazası niteliğinin olup olmadığı ve davacıya yapılan ödemenin rücuya tabi olup olmadığı açık şekilde sorulmamış ve SGK’nın 29.04.2014 tarihli yazı cevabında ise, davacıya ölüm aylığı ve ölüm geliri bağlandığı belirtilerek yazı ekinde davacı eş ..."nin sigortalılık tescil belgesi ve hizmet kaydı ile davacı eş ...nin ve destek ..."nun sigortalı sorgulama bilgisi gönderilmiş, bu belgelerde davacı eş ..."ye ölüm geliri bağlandığı belirtilmiş ancak bu gelirin rücuya tabi olup olmadığı hususu açıklanmamıştır.Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu’na tekrar müzekkere yazılarak davacı eşe bağlanan ölüm gelirinin rücuya tabi olup olmadığı ve ilk peşin sermaye değeri sorulmak suretiyle, rücuya tabi ise ilk peşin sermaye değerlerinin hesaplanan tazminattan mahsubu için bilirkişiden ek rapor aldırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları ile benimsenen ilkeleri uyarınca, sağ kalan eşin evlenme ihtimalinin belirlenmesinde AYİM tarafından hazırlanan tablolara itibar edilmekte ve uygulamada yeknesaklık sağlanmaktadır. AYİM tarafından hazırlanan tablolara göre davacı eşin kaza tarihindeki yaşına göre %17 oranında evlenme ihtimali bulunmakla, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda davacı eşin evlenme ihtimali %16 olarak kabul edilerek bu doğrultuda yapılan hesaplamanın hükme esas alınması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,(2) ve(3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26/12/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi