11. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/18602 Karar No: 2015/795 Karar Tarihi: 21.01.2015
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/18602 Esas 2015/795 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2014/18602 E. , 2015/795 K.
"İçtihat Metni"
.MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/02/2013 tarih ve 2011/418-2013/140 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; müvekkil şirkette pay devirlerinden sonra yalnızca %5 payı kalan ve yetkili müdür unvanını koruyan davalı ..."ın eşinin de davalı ...."nin de ortağı olduğunu, müvekkil şirket bünyesinde alınmış bir ortaklar kurulu kararı olmaksızın şirketin tek malvarlığı olan tescilli "." markasının dava....ye 04.02.2000 tarihinde sadece 150 milyon TL"sine devredildiğini, söz konusu devir bedelinin de şirket kayıtlarına geçmediğini, sonrasında davalı ..."ın şirketteki %5 payını da devrederek şirketle ilişkisini kestiğini ve davalı ...."ye yetkili müdürü olduğunu, yetkili müdür olmasına rağmen şirketin tek malvarlığı olan markanın devrine dair müdüre özel bir yetki verilmediğini, yetkisini aşarak ve kötü niyetle yapılan marka devrinden 2008 tarihinde haberdar olunduğunu, haberdar olunana kadarda markayı fiilen kullanmaya devam ettiklerini ileri sürerek "...." konulu sözleşmenin yoklukla malul olduğunun tespiti ile bu markanın halihazırda davalılardan ..... adına olan tescilinin terkinine, mümkün olmadığı takdirde söz konusu sözleşmenin muvazaalı marka devri nedeniyle iptali ile tescilli markanın terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının terkin ve hükümsüzlük taleplerinin tamamının zamanaşımına uğradığı için reddi gerektiğini, müvekkili şirketin.... markasını devir aldıktan sonra markanın yenilemelerini kendilerinin sağladığını, davacının 2000 yılında markasını yenilememesi neticesinde marka hakkının sona erdiği veya en kötü ihtimalle yenileme tarihinde markasının devredildiğini öğrenmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, dava açılmasının TMK 2. maddesine aykırılık teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu marka devir sözleşmesi karşılıklı irade beyanlarıyla ve şekil şartına uyularak gerçekleştirilmiş olup sözleşmenin yokluk ile malul olduğu iddialarının yerinde olmadığı, davacı şirket ana sözleşmesine göre her yetkilinin devir tarihinde münferiden yetkili kılındığı için devir sözleşmesinin geçersizliğinin bu yönden de ileri sürülemeyeceği, ayrıca marka devrinden çok uzun süre sonra devir sözleşmesinin geçersizliğinin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.