20. Hukuk Dairesi 2019/6419 E. , 2020/2528 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, müvekkilinin ... ilçesi, ... mahallesi 281 ada 5 sayılı parselde bulunan ... sitesi 1. bölüm C-1"deki dairenin sahibi ..."nün evinin batısında bulunan balkon duvarını yıkıp büyüterek ortak alana tecavüz ettiğini, yapılan bu tadilatın projeye aykırı olduğunu, bu konuda genel kurulda da herhangi bir karar alınmadığını, Belediye İmar ve Zabıt Müdürlüğü tarafından bu olayın doğrulandığını, yapılan tadilatın yürürlükteki projeye aykırı olduğunu beyanla, projeye uygun hale getirilmesi istenilmiştir.
Mahkemece, davacının dava ehliyeti yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından hüküm temyiz edilmiştir. Dairemizin 02/10/2017 gün ve 2017/4961 E. ve 2017/7193 K. sayılı ilamı ile, "Dava, projeye aykırılığın eski hale getirilmesine ilişkin olup, mahkemece her ne kadar dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de davacının tapu müdürlüğünden gelen yazıdan F blok 4. kat dubleks meskenin ½ maliki olduğu anlaşılmıştır. Davacının, davayı apartman yönetimi adına değil, kat maliki sıfatıyla açtığı anlaşılmasına göre mahkemece tarafların tüm delilleri toplanıp işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması yerinde olmadığı gibi dosya içeriğine uymayan değişik gerekçe ile hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, “İncelenen tapu kayıtlarına göre Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesi uyarınca davalının tadilat için kat maliklerinin 4/5"inin yazılı muvafakatini almış olması nedeniyle davacının davasının esastan reddine” karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mimari projeye aykırılıkların eski hale getirilmesi istemine ilişkindir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesinin 1. fıkrasında, kat malikleri anataşınmazın bakımı ve mimari durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecbur olduğu, 19. maddenin 2. fıkrasında ise kat maliklerinden birinin, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anataşınmazın ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramayacağı, devamında da kat maliklerinin kendi bağımsız bölümlerinde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamayacağı hükme bağlanmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun incelenmesinde; dosya içerisinde tüm kat maliklerini gösterir tapu kayıtları ile hisseli bağımsız bölümler yönünden muvafakat veren hissedara diğer hissedarların vekaletnamelerinin bulunmadığı, asıl mimari projenin getirtilmeden incelemenin tadilat projesine göre yapıldığı, bilirkişi raporunda bu projeye göre davalının balkonunun 2.70 cm iken 3.20 cm olarak ortak alana müdahalede bulunduğu, dosyada 21 kat malikinin muvafakatının bulunmadığı halde mahkemece Kanunun 19. maddesine göre 4/5 çoğunluğu oluşturduğu belirtilen 21 kat malikinin muvafakatı bulunduğu gerekçesi ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anataşınmazın mimari projesinin değiştirilmesine yönelik tadilat projesi, tüm kat maliklerinin muvafakatı ile yapılabilir. Oybirliği sağlanmadan hazırlanan tadilat projeleri geçerli değildir ve sırf belediye onayı da geçerli hale getirmez. Bununla birlikte, Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesine göre, anataşınmazda bir kısım değişiklikler kat maliklerinin 4/5 rızası ile yapılabilecek ise de bu değişikliklerin, öncelikle mimari projede oybirliği gerektirecek şekilde esaslı değişiklik yapmaması, kat maliklerinin mülkiyet hakkını ihlal etmemesi, yapılacak değişikliklerin diğer kat maliklerinin bağımsız bölüm ve eklentisinden istifadelerini engellememesi ve imara aykırı olmaması gerekir. Ayrıca Kanunun 19. maddesindeki düzenleme 31. maddesindeki düzenlemeden farklı olup 19. maddesindeki yazılı rıza, herhangi bir şekle bağlı olmayıp kat malikleri kurulu kararı biçiminde olması gerekmez, sadece yazılmak ve bağımsız bölüm malikleri tarafından imzalanmak suretiyle de verilebilir. 19. maddedeki rızanın mevcut olup olmadığının saptanması bakımından her bir malikin birden ziyade bağımsız bölümü bulunsa dahi tek bir oya sahip olacağı ve anataşınmazda bir bağımsız bölüme malik bulunan birden çok paydaşın bulunması halinde de bunlardan vekalet verecekleri birinin o bağımsız bölümü yalnız başına temsil edeceği kabul edilmektedir. 19. maddeye göre, yapılan değişikliklere sonradan da muvafakat verilmesi mümkün olup, Kat Mülkiyeti Kanunu gereği kat maliklerinin iradesinin diğer bir değiş ile kanunun uygulamasının sınırlandırılması (dava tarihi gibi) mümkün değildir.
Mahkemece açıklanan hususlar göz önünden bulundurularak ilgili bilgi ve belgeler dosya içerisine alınması suretiyle dava konusu uyuşmazlık yönünden geçerli proje tespit edilip, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle yerinde yapılacak inceleme ile projeye aykırılıklar krokiye de bağlanarak alınacak raporla birlikte, kanunun öngördüğü çoğunlukta muvafakat olup olmadığı da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile denetime elverişsiz hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/07/2020 günü oy birliği ile karar verildi.