8. Hukuk Dairesi 2018/7397 E. , 2020/8322 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, vekil edenlerinin ½ paydaşı olduğu 209 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından yaklaşık 2005 yılından beri ekilip biçilmek suretiyle kullanıldığını belirterek, davalının elatmasının önlenmesini ve dava tarihinden geriye 5 yıl için 6.566,42 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, vekil edeninin dava konusu taşınmazın ½ sini satın aldığını ve geri kalan ½ sini de davacıların amcası ... aracılığıyla davacılar ile anlaşarak onların rızası ile kullandığını, bu kullanım karşılığında müvekkilinin başka taşınmazlarını da davacıların kullandığını, müvekkilinin 2007/2008-2009/2010-2011-2012 Ekim dönemlerinde taşınmazın tamamını kullandığını, intifadan menin gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, karar tarihi itibariyle dava konusu 209 parselde kayıtlı tarla vasfındaki taşınmaza davalının müdahalesinin sonlandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davanın kabulü ile 4567,47 TL’nin (2000 TL’nin dava tarihinden itibaren, kalan bedelin ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 209 parsel sayılı taşınmazda davacıların murisi ... ve dava dışı ...’nun ½’şer oranla paylı malik olduğu, ...’nun payını 31.08.2005 tarihinde davalıya sattığı ve böylelikle davacılar ile davalının dava konusu taşınmazda paydaş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili kararı ecrimisil yönünden temyiz etmiştir. Dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 Esas, 2002/114 Karar sayılı kararı).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Mahkemece yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Mahkemece, az yukarıda açıklanan ilke ve esaslar uyarınca intifadan menin gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise hangi tarihte gerçekleştiği üzerinde durulmadan, intifadan men olgusu araştırılmadan ve tartışılmadan karar verildiği açıktır. Ayrıca davalı dava konusu taşınmazın tamamının kullanımı karşılığında davacı tarafa kendisine ait farklı 3 taşınmazın kullanımını devrettiğini savunmuştur. Ancak dosyada davacıların bu kullanımı kabul edip etmediği ya da bu kullanıma baştan beri yahut sonradan rıza verip vermedikleri, böyle bir rıza verilmiş olsa dahi daha sonra bu rızanın geri alınıp alınmadığı, geri alınmış ise rızanın hangi tarihte geri alındığı hususları aydınlatılmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, tarafların toplanmış ve toplanacak delilleri hep birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.