11. Hukuk Dairesi 2014/15049 E. , 2015/786 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.04.2014 tarih ve 2008/80-2014/239 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davalı şirket adına kayyum tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalının...."nin ortağı olduklarını, müvekkilinin İstanbul"da görev yapması nedeniyle işlerle ilgilenemediğini, şirket müdürü olan davalının müvekkilinin imzalarını taklit ederek karar defterinde kendi lehine kararlar aldığını, şirketin müteahhitliğini yaptığı kooperatiften yapılan işler nedeniyle şirketin bir kazanç elde edemediğini, davalının paraları kendi uhdesine aldığını, oğlunu çalışmadığı halde şirkette sigortalı çalışan olarak gösterdiğini, özel işleri için yapılan harcamaları şirkete yüklediğini ileri sürerek, davalının müdürlük görevinden azledilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili, aynı gerekçelerle şirketin fesih ve tasfiyesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, defterlerin şirket muhasebecisi..."de durduğunu, muhasebecinin aynı zamanda müteahhitliğini yaptığı kooperatifin de muhasebecisi olduğunu, şirket kayıtlarına usulsüzce kooperatiften ödeme yapıldığına dair kayıtlar yaptığını, kooperatife yaptığı işten dolayı gelir elde edemediğini, kooperatife karşı alacak davası açıldığını, işleri tamamlamak için tüm masrafları kendisinin karşıladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ... ve ..."in ½ şer hisse ile davalı şirketin ortağı oldukları, taraflar arasında görülen çok sayıda ceza davası olduğu, bilirkişilerce tarafların dava konusu şirketi birlikte yürütmelerine imkan olmadıkları yönünde görüş beyan edildiği, mahkemenin de tarafların bu haliyle şirketi birlikte yönetmelerine imkan bulunmadığı kanaatine vardığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen 2009/50 esas sayılı dosyası yönünden davanın
kabulü ile davalı...."nin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve davalı şirket adına kayyumu birleşen dava yönünden temyiz etmiştir.
1- Asıl dava, şirket müdürünün görevinden azline birleşen dava ise davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin olup, mümeyyiz davalılar tarafından temyiz edilen fesih ve tasfiye davasında husumet şirkete ve şirket ortağı olan davalı ..."e yöneltilmiştir. Fesih ve tasfiye davasında husumetin şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup bu davada şirket ortaklarına husumet düşmez. Bu durumda mahkemece davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde onun yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, mümeyyiz davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
3- Birleşen dava, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin olup, mahkemece verilen karar davalı şirkete tedbiren atanan kayyum tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 397/2. maddesi gereğince, hükümde aksi belirtilmemişse mahkemenin tedbir kararı hüküm kesinleşinceye kadar devam edeceğinden ve bu nedenle kayyum görevi devam ettiğinden kayyum kararı temyiz edebileceği kabul edilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de, davada uygulanması gereken 6102 sayılı TTK"nın 636. maddesi gereği fesih ve tasfiye için haklı sebebin oluşup oluşmadığı ve kusurun kimde bulunduğu üzerinde durulmamış, bu konuda gerek bilirkişi raporunda gerekse mahkeme kararının gerekçesinde hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda, mahkemece, taraf iddia ve savunmaları üzerinde durularak 636. maddedeki koşulların oluşup oluşmadığı, şirketin feshi için haklı sebep bulunup bulunmadığı, kusurun hangi tarafta olduğu gözetilmek ve ayrıca yasanın 636/3. fıkrasındaki haller de değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, bu hususlarda hiçbir gerekçeye yer verilmeksizin yazılı gerekçelerle sonuca varılarak fesih ve tasfiyeye karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket kayyumunun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.