11. Hukuk Dairesi 2014/15596 E. , 2015/785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/12/2013 tarih ve 2011/29-2013/281 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şahıslarla birlikte davalı şirketin ortakları olduğunu, şirketin müdürünün davalı ... olduğunu, şirketin genel durumu hakkında kendisine bilgi verilmediğini, şirket kayıtları üzerinde yaptırdıkları tespitle 2010 yılı mizanına göre 196.603,41 TL karşılığı senet verilmiş ve şirket tarafından ödeme yapılmış gibi görünsede kendisine herhangi bir senet verilmediği gibi nakdi ödeme de yapılmadığını, geçmiş yıllara air kâr dağıtımı kararı yada kâr payı ödemesi de bulunmadığını, şirket kazancının diğer ortaklar tarafından paylaşılmasına rağmen müvekkiline ödeme yapılmadığını, TTK"nın 533/1 maddesi gereğince müvekkiline pay verilmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ve korunmaya değer ekonomik menfaatlerin zarar görmesi de şirket ortağının şirketten ayrılması için haklı neden teşkil ettiğini, şirket ortaklığına devam etmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasını ve ortaklıktan çıkma payının da davalı şirket tarafından ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilleri gerçek şahıslar yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı şirket ortağı ...’ın ortaklıktan çıkma talebinin haklı nedene dayanmadığını, tespit bilirkişi raporlarının şirketin gerçek fiili durmunu yansıtmadığını, davacının şirketten haklı sebeple ayrılmasına sebep olacak bir neden bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen senetlerin muhasebesel bir işlem olarak verildiğini, gerçek bir alacak borç ilişkisi sonucu verilmediğini ve kayıtların fiktif olduğunu, kâr dağıtımına ilişkin alınan bir karar olmadığını, davacının %80 hisse ile şirket ortak olduğu dönemlerde dahi kâr dağıtım kararı alınmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;davacı ve davalı gerçek şahısların şirketin ortağı oldukları, davacının 2006-2007-2008 yıllarında davalı şirkette %80 oranında pay sahibi olduğu ve tek başına karar alabileceği bu dönemlerde kâr payı dağıtmadığı, her ne kadar davalı şirketten senet karşılığı alacağı olduğu belirtilmiş ise de, işbu senetlerin muhasebe tekniği açısından fiktif bir borç karşılığı verilen senetler olduğu, davalı şirket bilanço kalemlerine davacı tarafından uzunca bir süre sessiz kalındığı, davacının taleplerinin TMK"nın 4. maddesi gereği şirketten çıkmayı haklı kılacak sebep olarak görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.