17. Ceza Dairesi 2016/14013 E. , 2016/11029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet, temyiz talebinin reddi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Mahkemenin 26.03.2015 tarih, 2014/617 Esas ve 2015/210 Karar sayılı kararına karşı O yer Cumhuriyet Savcısı"nın 27.04.2015 tarihli 2014/18950 esas sayılı itiraz konulu dilekçesi ile sanık hakkında, TCK"nın 142/2-h, 143, 62. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet kararında hesap hatası yapılması nedeni ile itirazen düzeltilmesi talep edilmiş ise de, davayı esastan sonuçlandırır nitelikte olan mahkumiyet kararına karşı temyiz yolu açık olup, itiraz olanağı bulunmadığından; aynı Yasa"nın 264. maddesine göre de kanun yolunun ve merciin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, O yer Cumhuriyet Savcısı"nın dilekçesi sanık aleyhine temyiz niteliğinde kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın 26/03/2015 tarihinde yokluğunda verilen karara karşı 25/12/2015 tarihli "infazımın durdurularak temyiz hk." konulu dilekçe ile "gıyabında kendisine ceza verildiği, cezanın yüzüne okunmadığı gibi adresine tebliğ edilmediği kendisine hiç bir şekilde ulaşılmadığını belirterek temyiz hakkımın verilmesini istiyorum" şeklinde talepte bulunduğu, bu dilekçenin infazın durdurulması, eski hale getirme ve temyiz niteliğinde olduğu, 5271 sayılı CMK’nın 42. maddesinin 1. fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Yargıtay tarafından karar verilmesi gerekip, öncelikle eski hale getirme istemi hakkında karar verilmesi gerektiğinden, mahkemenin 28/12/2015 tarihli ek kararın temyiz talebinin reddine ilişkin bölümünün hukuken geçersiz olduğu, yine mahkemece esas hakkında karar verildikten sonra Cumhuriyet Savcısı"nın itirazı kabul edilerek 29/04/2015 tarihli ek kararla hükümde hırsızlık suçundan verilen 5 yıl 10 ay hapis cezasının tavzih yoluyla 6 yıl 3 ay olarak düzeltilmesine ilişkin ek kararın yok hükmünde olduğu değerlendirilerek eski hale getirme isteği ve temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tebligat Yasası"nın 20, 21 ve özellikle Tüzüğün 28. maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini, bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak
imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur. Somut olayda; sanığın sorgu sırasında bildirdiği adrese gerekçeli kararın tebliğine ilişkin mazbatada "muhatabın tevziat saatlerinde işte olduğundan evrakın mahalle muhtarına tebliğ edilerek 2 nolu ihbarın kapısına yapıştırıldığı, komşusuna haber verildiği, imza vermekten kaçındığı" yazılıdır. Mazbatada sanığın işte olduğunun kimden sorulduğu yazılmamıştır. Bu haliyle sanığa yapılan gerekçeli karar tebliği usulsüz olup, bu durum savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır.
Açıklanan duruma göre sanığa gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu, temyizin öğrenme ile süresinde yapıldığı, kararın kesinleşmediği değerlendirilerek sanığın eski hale getirme isteğinin kabulü gerektiği değerlendirilerek temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada; sanığın müdafiinin bulunmaması halinde istemi aranmadan müdafii görevlendirilmesi gerektiği ve sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 143. maddelerindeki suçunda bu kapsamda olduğundan zorunlu müdafiinin görevlendirilmesi gerektiği nazara alınmadan duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı"nın ve sanık ..."ın temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanığın söz konusu kararı temyiz ettiği ancak sözkonusu hükmün kesinleşmiş gibi infaza verildiği UYAP kayıtlarından anlaşılmakla, sanığın bu suçtan verilen cezanın infazın durdurulması ile tahliyesine başka suçtan tutuklu ve hükümlü değilse serbest bırakılmasının sağlanması için Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 26.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.