
Esas No: 2014/7063
Karar No: 2014/8742
Karar Tarihi: 06.05.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/7063 Esas 2014/8742 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2013
NUMARASI : 2013/158 D.İş -2013/160 D.İş
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
İhtiyati haciz isteyen vekili, irsaliyeli faturalar ve cari hesap mutabakatlarına istinaden ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, ihtiyati haczin olağanüstü bir haciz yöntemi olduğu, borçlunun mal kaçırdığına dair somut delil sunulmadığı, teminatla güvenceye bağlanmamış muaccel olan her alacak için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, alacağın yargılamayı gerektirdiği belirtilerek istemin reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir.
İcra ve İflâs Kanunu"nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir (HMK m.200). Bu nedenle muaccel olan her alacak için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine dair mahkeme gerekçesi kanunun açık hükmüne aykırıdır.
İİK’nun 264’üncü maddesine göre ihtiyati haczi tamamlayan merasim çerçevesinde, ihtiyati hacze konu her alacağın genel ilke olarak yargılamayı gerektirebileceği dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla “alacağın yargılamayı gerektirdiği” şeklindeki mahkeme gerekçesinde bu nedenle isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan “ihtiyati haciz” müessesesinin “olağanüstü bir haciz yolu” olarak nitelendirmesi de isabetsizdir. İhtiyati haciz “olağanüstü bir haciz yöntemi” olmayıp, bir çeşit hukuki korumadır. Kanunda, öğretide ve yargı uygulamasında kabul edilen hukuki nitelendirme ve kavramlar yerine, gerekçeleri de açıklanmadan farklı bir terminoloji kullanılmak suretiyle ihtiyati haciz müessesesine farklı anlamlar yüklenmesi yorum kuralları ile bağdaşmaz.
Yukarıda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde mahkemece yapılacak iş, ibraz edilen delillerin incelenip muaccel bir alacağın varlığına kanaat getirilmesi hâlinde ihtiyati haciz kararı verilmesi, aksi hâlde istemin reddedilmesinden ibaret olup, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.