Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10687
Karar No: 2014/15092
Karar Tarihi: 18.11.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10687 Esas 2014/15092 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/10687 E.  ,  2014/15092 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GEBZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/01/2014
    NUMARASI : 2011/608-2014/95

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı M.. A.. tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı M.. A.. vekili Av.F. B.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. C. Ü.. geldi. Tebligat eksikliği nedeniyle talep gibi duruşma yapılmadan dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R

    Davacı; 1991 yılında davalılardan harici sözleşme ile taşınmaz satın aldığını, tapuda devir yapılmadığını ileri sürerek 20.000.000.000 TL"nin tahsilini(ıslah ile 43.354.09 TL), alınacak paranın asıl tapu malikine verilmesini ve bu yerin tapusunun kendisine devredilmesini istemiştir.
    Davalı S.. Y.., davanın reddini savunmuş, diğer iki davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece; davalı S.. Y.. hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise bedelin davalılara ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle reddine hükmedilmiş, hükmün davacı vekilince temyizi üzerince Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 19.02.2007 tarihli ilamı ile; " Davacının dayandığı belge aslı dosyaya sunulduğu takdirde, her iki davalı isticvap edilerek belgeye karşı diyecekleri sorulması" gerektiği belirtilerek, bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak, mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28.03.2011 tarihli bozma ilamı ile "Mahkemece, davalıların davacıya gecekondu enkazı sattıkları ve zilyetliğin davacıya devredildiği gerekçesiyle davanın reddedildiği, oysa taraflar arasındaki harici sözleşmede, arsanın da satıldığı belirlendiğine göre tapulu taşınmazın harici sözleşme ile satışı sözkonusu olduğundan, işin esasına girilerek delillerin toplanması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddinin doğru görülmediği" belirtilerek bozulmuştur.
    Mahkemece; anılan bozma ilamına uyularak, davalı S.. Y.. hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılardan M.. A.. vekili temyiz etmektedir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Somut olayda; taraflar arasında haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle, davacı tarafından davalılara ödenen satış bedelinin davalılardan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava tarihi itibariyle belirlenen taşınmazın "rayiç" bedeline hükmedilmiştir. Ancak tapuda resmi satışın yapılmadığı anlaşılmakta olup, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (TMK.nun 706, BK.nun 213, Tapu K.nun 26 ve Noterlik K.nun 60. maddeleri). Bu durumda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle sebepsiz zenginleşmenin kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında yarar vardır.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.
    Bugüne kadar uygulanan kurallara göre geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır.
    Şu durumda hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye, karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.
    Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça ödenen satış bedelinin akdin ifasının imkansız hale geldiği taşınmazın tapuda 3.kişiye satış tarihi itibariyle, enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi