Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/11273 Esas 2013/9907 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11273
Karar No: 2013/9907
Karar Tarihi: 27.05.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/11273 Esas 2013/9907 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bir Acil Tıp Teknisyeni olarak çalışan kamu görevlisinin görevi sırasında trafik kazası yapması sonucu oluşan maddi ve manevi zararların tazminatı istemiyle açılmıştır. Mahkeme, davayı kısmen kabul ederken, davalılardan Sağlık Bakanlığı için idari yargı yerinde açılması gerektiğini belirtti. Temyiz sonucunda, yargıtay da aynı görüşü benimsedi ve dava açılması gereken tarafların belirlenmesi yönünde karar verdi. Kanun maddeleri olarak ise, Anayasa’nın 40/III, 129/V ve 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1 maddeleri ile HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K. kararlarına atıfta bulunulmuştur.
4. Hukuk Dairesi         2012/11273 E.  ,  2013/9907 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı Sağlık Bakanlığı vd. aleyhine 04/05/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan Sağlık Bakanlığı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan Sağlık Bakanlığı (...) hakkında kurulan hükme ilişkin temyiz itirazları reddedilmeli ve bu davalı yönünden hüküm bölümü onanmalıdır.
    2-Davalılardan ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan Sağlık Bakanlığı (...) tarafından temyiz olunmuştur.
    Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
    ..."nde Acil Tıp Teknisyeni olarak çalışan ve kamu görevlisi sıfatını taşıyan davalı ..."in görevinin ifası sırasında gerçekleşen trafik kazası nedeniyle tazminat isteminde bulunulmuştur.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, bu davalıya yönelik davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerekir. Davalıya husumet yöneltilemez. Davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğu (taraf sıfatı bulunmadığından) nedeniyle reddi gerekir. Mahkemece, işin esasının çözümlenmesi doğru görülmemiş ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalılardan ... yönünden BOZULMASINA; davalı Sağlık Bakanlığı"nın (..."nin) diğer temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve bu davalı hakkındaki hüküm bölümünün ONANMASINA 27/05/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY YAZISI

    Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
    Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğun bozma kararının (2) nolu bendine katılmıyorum. 27/05/2013





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.