13. Ceza Dairesi 2016/4972 E. , 2016/10810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Anayasa"nın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarında başvurulacak kanun yolu, mercii, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerektiği halde, hükümlü ..."e 03.01.2006 tarihinde tebliğ edilen 26.12.2005 gün 19997/1639 esas 1998/360 karar sayılı (ek karar) mahkumiyet hükmünde, mahkemece verilen hükmün kanun yolunun temyiz olduğu halde hükümlüyü yanıltacak şekilde verilen kararın itirazı kabil olduğunun belirtilmesi karşısında; mahkemece, duruşma açılmadan verilen ek karar da temyiz süresinin ne zaman başlayacağının belirtilemediği, başvurunun şekli hususunda yer alan ifadenin duraksamaya sebebiyet verdiği, temyiz başvuru süresi ve şekli hususunda sanığın yanıltılması sebebiyle verilen hükmün kesinleşmediği, 05.11.2014 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun hükümlü tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5252 sayılı Kanunun 9/1. maddesi ile 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak, 5237 sayılı TCK nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebilceği öngörülmüş ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 tarih, 2005/3-162-173 ve 11.07.2006 tarih, 2006/5-182/182 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, lehe olan yasanın belirlenmesi herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmesi, cezanın tayin ve takdiri ile artırım ve indirim oranlarının belirlenmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihi ve seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerde lehe Yasanın belirlenmesi amacıyla verilen uyarlama kararlarının duruşma açılarak verilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, duruşma açılmaksızın evrak üzerinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Uyarlama yargılaması ile önceki hükmün ortadan kalktığı ve yapılacak yargılama ve neticede verilecek hüküm, gerekçeye ilişkin tüm öğeleri içerecek nitelikte yeni bir hüküm olduğu gözetilmeden, CMK’nın 34. ve 230. maddeleri uyarınca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Hükümlünün müşteki ..."in konutundan hırsızlık suçunu saat 19.00 sıralarında gerçekleştirdiğine dair ikrarı bulunduğu, ayrıca müşteki Murat"ın evinden çalmış olduğu eşyaların yerini kolluk görevlilerine göstererek iadesini sağladığının anlaşılması karşısında; hükümlünün 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b, 143, 168/1 maddesinin yanında aynı yasanın konut dokunulmazlığını bozmak suçunu düzenleyen 116/1- 4 ve 119/1-c maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
5- Hükümlünün, müşteki ..."ın konutundan gerçekleştirdiği hırsızlık eyleminin işlendiği saatin belli olmadığı, hükümlünün yanında Ali isimli arkadaşı ile müştekinin konutuna girerek 7.65 mm çapında tabancasını çaldığını ve suçunu ikrar ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b maddesinin yanında aynı yasanın konut dokunulmazlığını bozmak suçunu düzenleyen 116/1 ve 119/1-c maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ...’in temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasındaki lehe uygulamaların kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 09/06/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.