23. Hukuk Dairesi 2011/3347 E. , 2012/1198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının iptali, kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı kooperatif temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, ortağı olduğu ve 07.06.2001 tarihinde terkin edilen... 10 Nolu Minübüsçüler Kooperatifi"nin ortaklardan beşinin... 1 Nolu Minibüsçüler Kooperatifi"ne, beşinin de... 9 Nolu Minibüsçüler Kooperatifi"ne ortak olarak kaydedilmesinin tüm kooperatiflerin ortaklarınca kararlaştırıldığını, davalı kooperatife ortaklık kaydı yapılacağı düşüncesiyle ortaklık kaydı olmadan bir kaç ay kendi aracıyla çalışmasına ve daha sonra hattını değişik zamanda kiralamasına kooperatifçe engelleyici tavır gösterilmediğini, kooperatifçe ortak sayısının dondurulmasına dair alınan bir karar olmadığını, müvekkilinin yaptığı ortaklık başvurusunun 14.09.2009 tarih ve 39 sayılı kararla reddedildiğini ileri sürerek, yönetim kurulunun 14.09.2009 tarih ve 39 sayılı kararının iptaline ve müvekkilinin davalı kooperatifin ortaklığına kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkilinin ortağı olmadığını, davacının oğlu ..."ün ortaklığını devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ortak sayısını sınırlandırmayan davalı kooperatifçe davacının ortaklık için yaptığı başvurunun reddedilmesinin kooperatif hukuku mantığına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, yönetim kurulunun 14.09.2009 tarih ve 39 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı temsilcisi temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif ortaklığı için yapılan başvurunun yönetim kurulunca reddine dair verilen kararın iptali ve ortaklığa kabul istemine ilişkindir. Hukuki uyuşmazlığın çözümü için mahkemece, öncelikle tarafların ileri sürdüğü ve savunduğu hususlar çerçevesinde maddi olayın denetime de elverişli olacak şekilde aydınlatılması ve bundan sonra hukukun somut olaya uygulanması gerekmektedir. Davacı, terkin edilen kooperatifte ortak olduğunu ve üç kooperatifin aldığı ortak karar gereğince davalı kooperatifte ortaklığına karar verilmesini talep etmişse de terkin edilen kooperatif ortaklıklarının kaydedileceği dava dışı ve davalı kooperatife kayıt için bildirilen beşer kişilik isim listelerinde davacının ismine rastlanmadığı gibi terkin edilen... 10 Nolu Minibüsçüler Kooperatifi"nin terkin anındaki toplam ortak sayısı ve ortakları arasında davacı ... ya da oğlu ..."ün olup olmadığı veya her ikisinin de mi bulunduğu net bir şekilde ortaya çıkarılmamıştır.
Kooperatifler arasındaki anlaşmadan, sadece terkin anında kooperatife kayıtlı ortaklar davalı kooperatiften ortaklık talep edebileceğinden ilk ihtimalde, terkin anında sadece ..."ün ortak olduğunun tespiti halinde, davacının, davalıya karşı belirtilen sözleşmeye dayanarak hak ileri süremeyeceği açıktır. İkinci ihtimalde, terkin anında kooperatife sadece davacının ortak olduğunun tespiti halinde, TMK"nun 2 maddesi gereğinde oğlu ..."ın isminin davalı kooperatife babası olan davacı yerine bildirildiği ve davacının oğlu lehine davalı kooperatife karşı kooperatif ortaklığı talep hakkından vazgeçtiğinin kabulü gerekecektir. Son ihtimalde, terkin anında kooperatife davacı ve oğlu ..."ın ortak olduğunun tespiti halinde, tarafların iddialarına göre terkin tarihi ve davalı kooperatif ortaklığı için yapılan başvuru tarihi arasında geçen sürenin uzunluğu, davacının kullandığını ve kiraya verdiğini ileri sürdüğü minibüs hattının, kendisine ya da oğluna ait olup olmadığı tespit edildikten sonra TMK"nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralının ihlal edilip edilmediğinin, davanın taraflarını tatmin edecek ve Yargıtay denetimine elverişli olacak biçimde etraflıca tartışılması gerekecektir.
Bu bilgiler ışığında, mahkemece kooperatif defter ve kayıtları ile tarafların dayandığı diğer belgeler üzerinde kooperatif konusunda uzman bilirkişiden yukarıda belirtilen hususları ortaya çıkaran bir rapor alınarak oluşacak uygun sonuç çerçevesinde karar vermek gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davalı temsilcisinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.