11. Hukuk Dairesi 2014/14925 E. , 2015/767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/07/2014 tarih ve 2013/349-2014/401 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin müdürlüğünü yaptığını, davalının müdür olduğu dönemde naylon faturaları gerçeğe aykırı olarak şirket adına kestirdiğini, bu faturaların karşılığı olarak herhangi bir mal alınmadığı halde hayali ödeme yapıldığını,... Vergi Dairesi Başkanlığının Denetim Grup Müdürlüğü vergi inceleme raporu ile faturaların gerçeğe aykırılığının sabit olduğunu, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği alanda bu kadar mazotu bu kadar süre içinde kullanmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin o ay satmış olduğu maden miktarı incelendiğinde de bu kadar mazotun kullanılmayacağının ortaya çıkacağını, davalının gerçekte alınmayan bir malın bedelinin şirket hesabından çıkışını yaptığını ve şirketi zarara uğrattığını, zimmetine para geçirdiğini, davalı tarafından kullanılan gerçek olmayan fatura bedeli toplamı olan 167.907,01 TL"nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, davalı adına kayıtlı gayrimenkul ve araçlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, husumet itirazında, görev itirazında ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafın tacir olması sebebiyle işbu davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğini, ayrıca davayaı konu faturaların tarihlerine bakıldığında zamanaşımı sürelerinin geçmiş olduğunu, davacının hasım olarak müvekkilini göstermesinin uygun olmadığını, davacı şirketin gerçek dışı faturalardan ötürü Maliye ile tarhiyattan önce uzlaşma yoluna gittiğini, ilgili kurum ile uzlaştığını, Tarhiyattan önce uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamayacağını ve hiçbir mercie şikayette bulunulamayacağını, bu durumda davacının kanunun bu hükmüne karşı dava açmasının zaten kanuna aykırılık teşkil ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının davacı şirketin 19/11/2009 tarihine kadar yetkili müdürlüğünü yaptığı, dava konusu edilen dönem itibariyle gerek ....Vergi Dairesi Müdürlüğü"nün 21/12/2010 tarihli vergi inceleme raporu, gerekse toplanan delillere göre, akaryakıtın alımına ilişkin faturaların usulüne uygun olarak düzenlendiği ve alınan mal teslimatlarının şirket kayıtlarının yer aldığı alınan akaryakıtın şirket bünyesinde tamamının kullanıldığı, bu yakıt alımının peşin olduğu, fiili mal alışının gerçekleştiği, davalı yetkili müdürün bu yönden usülsüz bir işlemine rastlanmadığı, dolayısıyla davacı şirketin zararından da sözedilemeyeceği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.