4. Ceza Dairesi 2017/22771 E. , 2018/1105 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/2016 tarihli ve 2016/15755 soruşturma, 2016/9246 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2016 tarihli ve 2016/56 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18/03/2017 gün ve 94660652-105-23-2297-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2017 gün ve 2017/19018 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında, tehdit suçunun unsurlarını oluşturacak bir ibarenin bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüphelinin müşteki..."e gönderdiği mesaj içeriğinde “... Bakalım kim cezaevine gidecek, karı koca sakın karşıma çıkma suratına tükürürüm...” şeklindeki ifadesi karşısında, şüpheli hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu cihetle, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/2016 tarihli ve 2016/15755 soruşturma, 2016/9246 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2016 tarihli ve 2016/56 değişik iş sayılı kararının, dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında, tehdit suçunun unsurlarını oluşturacak bir ibarenin bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması
ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüphelinin müşteki..."e gönderdiği mesaj içeriğinde “... Bakalım kim cezaevine gidecek, karı koca sakın karşıma çıkma suratına tükürürüm...” şeklindeki ifadesi karşısında, şüpheli hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu cihetle, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/2016 tarihli ve 2016/15755 soruşturma, 2016/9246 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın yasaya uygun olup olmadığının ve bu bağlamda anılan karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2016 tarihli ve 2016/56 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. "2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK"nın 173. maddesi " (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada;
Şikayetçi..."in kollukta alınan ifadesinde özetle; eski çalışanı olan şüphelinin işten kendi isteğiyle ayrıldığını, alacağının bir kısmının ödendiğini, geri kalan kısmı ödenmek istendiğinde ise şüphelinin kabul etmediğini ve mahkemeye vereceğini söyleyip iddiaya konu mesajı gönderdiğini beyan ettiği,
Şüpheli ..."ın kolluk ifadesinde özetle; eski çalışanı olduğu şikayetçinin, kendisini hiçbir neden yokken habersiz şekilde işten çıkardığını, SGK"ya gerekçe olarak da kendisi hakkında tutuklama olduğunu bildirdiğini, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, ayrıca sigorta primlerinin bir kısmının yatırılmadığını, alacaklarını isteğinde 1200 Türk lirasının ödendiğini ve geri kalan kısmın talep etmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine iddiaya konu mesajı gönderdiğini beyan ettiği,
Şüphelinin şikayetçiye gönderdiği mesajın aynen" Benim ne tutuklamam varmış işten bu nedenle çıkarmışsın bakalım 600 TL gittisie dava actım bakalım kim cezaevine gidecek karı koca sakın karışma çıkma suratına tükürürüm yetim parası yiyen iflah olmaz inşallah rabbim hem bu dünyada hem de ahirette sorar senden çocuğunda çıkar inşallah tezel küçük karşılaşırız" şeklinde olduğu,
Şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca 26/10/2016 tarih ve 2016/15755 soruşturma, 2016/9246 sayılı kararla "şüphelinin müştekiye çekmiş olduğu mesaj içeriğinde tehdit suçunun unsurlarını oluşturacak bir ibarenin bulunmadığı anlaşılmakla" biçimdeki gerekçeyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği ve bu karara karşı yapılan itirazın merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2016 tarihli ve 2016/56 Değişik İş sayılı kararıyla reddedildiği,
Anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir.
Somut olayda; şikayetçi ve şüpheli arasında, şüphelinin iş akdinin sonlandırılma şekli ve alacağın tamamının ödenip ödenmediği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır. Şüpheli şikayetçiye yukarıda içeriği belirtilen mesajı gönderdiğini kabul etmektedir. Bu hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüpheli hakkında isnad edilen suçtan dolayı kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğu, mesaja konu sözlerin tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığının mahkemesince değerlendirilmesi ve takdir edilmesi açısından dava açılarak yargılama yapılmasının usul ve kanuna uygun olacağı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/2016 tarihli ve 2016/15755 soruşturma, 2016/9246 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2016 tarihli ve 2016/56 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2016 tarihli ve 2016/56 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.