Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/3390 Esas 2012/1174 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3390
Karar No: 2012/1174
Karar Tarihi: 20.02.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/3390 Esas 2012/1174 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/3390 E.  ,  2012/1174 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekili ve süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının genel kurul toplantılarında kararlaştırılan aidat ile tadilat borcunu ödemediğini ileri sürerek toplam 2.430.00 TL alacağın %10 gecikme faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, yönetim kurulu üyelerinin basiretsizliğinden dolayı oluşan borçların müvekkilinden tahsil edilmek istendiğini, şerefiye alacağına yönelik olarak kooperatif aleyhine açtıkları davanın lehlerine sonuçlandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan dava dilekçesinde belirtilen aidat ve tadilat masrafı kadar alacağı olduğunun sübut bulduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, alacağın aylık %10 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; temyiz edilen karar, Sulh Hukuk Mahkemesinden verilmiştir. Mahkeme ilamı, davalı vekiline 08.02.2011 tarihinde tebliğ edilmiş ve karar HUMK`nun 437/1. madde hükmünde öngörülen 8 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 17.02.2011 tarihinde temyiz edilmiştir. Aynı Yasa’nın 432/4.maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekmiştir.
    2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    3-Dava, aidat alacağı ve proje tadilatına ilişkin alacağın tahsili istemine ilişkindir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalıdan toplam alacağının 2.550.00 TL olduğu, dava tarihi itibarıyla bu borca işleyen faizin ise 3.058.44 TL olduğu belirtilmiş, mahkemece taleple bağlı kalınarak sadece 2.430.00 TL asıl alacağa hükmolunmuştur.
    Bu durumda mahkemece davacının talebinin hem asıl alacak, hem de dava tarihine kadar işlemiş faiz tutarını içermesine göre, işlemiş faiz alacağı yönünden davacıya eksik harcın tamamlattırılmasından sonra asıl alacak ve işlemiş faize birlikte hükmedilmesi ve ayrıca asıl alacağa dava tarihinden itibaren aylık %10 gecikme faizi yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, HUMK"nun 388/son (6100 sayılı HMK"nun 297/son maddesine) aykırılık teşkil edecek şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ :Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 20.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.