4. Ceza Dairesi 2017/21376 E. , 2018/1100 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Simav Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/08/2015 tarihli ve 2015/1115 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine dair merci Uşak Sulh Ceza Hakimliğinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/604 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 15/11/2017 gün ve 94660652-105-64-10672-2016-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/11/2017 gün ve 2017/65425 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile ve kanuni mümessile tebligat” başlıklı 11. maddesindeki “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” şeklindeki düzenleme karşısında, Simav Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/08/2015 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müşteki vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmakla, müşteki vekilinin 17/11/2015 havale tarihli dilekçesiyle yaptığı itirazın süresinde yapıldığı gözetilmeyerek, itirazın esastan incelenerek bir karar verilmemesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Simav Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/08/2015 tarihli ve 2015/1115 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine dair merci Uşak Sulh Ceza Hakimliğinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/604 Değişik İş sayılı kararının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile ve kanuni mümessile tebligat” başlıklı 11. maddesindeki “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” şeklindeki düzenleme karşısında, Simav Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/08/2015 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müşteki vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmakla, müşteki vekilinin 17/11/2015 havale tarihli dilekçesiyle yaptığı itirazın süresinde yapıldığı gözetilmeyerek, itirazın esastan incelenerek bir karar verilmemesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
./..
.2.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Şikayetçi ... vekili tarafından, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın süresinde olup olmadığının ve bu bağlamda itirazın süre yönünden reddine dair merci Uşak Sulh Ceza Hakimliğinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/604 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. "2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK"nın 173. maddesi "(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
./..
.3.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun vekile ve kanuni mümesile tebligat başlıklı 11. maddesinin birinci fıkrası "Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır." şeklindedir.
İncelenen dosyada;
01/05/1998 doğumlu şikayetçi ..."nin, 19/07/2015 tarihinde kendisine yönelik gerçekleştirildiğini iddia ettiği eylemler nedeniyle kolluğa müracaat ettiği, on sekiz yaşından küçük olması nedeniyle şikayetçi olarak alınan kolluk ifadesinde Av. Mustafa Demet"in hazır bulunduğu, yapılan soruşturma neticesinde şüpheli ..."nin şikayetçiye yönelik tehdit eylemi nedeniyle Simav Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 05/08/2015 tarihinde, 2015/1115 sayılı soruşturma dosyası üzerinden ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, anılan kararın şikayetçi ..."nin adresine tebliğe çıkarıldığı ve 03/09/2015 tarihinde aynı konutta birlikte ikamet eden yakınına tebliğ edildiği, şikayetçi vekili Av. Mustafa Demet tarafından 17/11/2015 tarihinde anılan karara itiraz edildiği, dilekçede tebliğ tarihinin 05/11/2015 olarak gösterildiği, itirazın merci Uşak Sulh Ceza Hakimliğinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/604 Değişik İş sayılı kararıyla "...Simav Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının müşteki ..."ye 03/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği on beş günlük itiraz süresinin 18/09/2015 tarihinde sona erdiği, müşteki vekilinin yasal süresi geçtikten sonra itirazda bulunduğu..." şeklindeki gerekçeyle kesin olarak reddedildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasında yer alan vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır şeklindeki düzenleme karşısında, 05/08/2015 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar şikayetçi vekili yerine şikayetçiye 03/09/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de bu tebligatın yasaya aykırı olduğu ve şikayetçi vekilinin dilekçesinde belirttiği 05/11/2015 tarihinin tebligat tarihi olarak kabul edilip, itiraz konusunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın süreden reddine dair merci Uşak Sulh Ceza Hakimliğinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/604 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, merci Uşak Sulh Ceza Hakimliğinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/604 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine,18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.