18. Ceza Dairesi 2015/20301 E. , 2017/15586 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A- 5271 sayılı CMK"nın 234 ve 237. maddeleri uyarınca kamu davasına katılma hakkının mağdur ile suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişilere ait olması karşısında, yüklenen suçlardan zarar görmediği halde, mahkemece Kanuna aykırı gerekçeyle kamu davasına katılan olarak kabulünün, tüzel kişiliğe bu niteliği ve dolayısıyla Kanun yoluna başvurmak hak ve yetkisini kazandırmadığı,
Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca şikayetçi ... Başkanlığı vekilinin TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B- Sanık müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki davranışlarla işlenebileceğinin öngörülmesi karşısında, sanığın katılan ...’ı yaralama şeklindeki eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir unsurunu oluşturduğu gözetilmeden ayrıca yaralama suçundan hüküm kurulması,
2- Katılan ...’ın avukat olduğu göz önüne alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 6/d maddesi yollamasıyla, TCK"nın 265/2. fıkrası uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Sanığın hakaret eylemini, katılanlara karşı aynı suç işleme kararı kapsamında gerçekleştirmesi karşısında, TCK"nın 43/2. maddesi uyarınca cezanın artırılması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında iki kez hüküm kurularak fazla ceza tayin edilmesi,
4- Katılan ...’nın beyanında, icra takibine konu borcun alacaklısı olmadığını, alacaklının kendisinden, avukat olan diğer katılanla birlikte gitmesini istediği için haciz mahallinde bulunduğunu belirtmesi, sanığın savunmasında, “katılan ...’dan dışarı çıkmasını istedim, kendisi dışarı çıkmadı, ben de ayağa kalktım, hafiften elimi masaya vurdum, bu sırada katılan ... üzerime yürüdü, boğazımdan sıktı, boğuştuk” şeklindeki anlatımda bulunması, tanık...’ın ifadesinde “ ...sanığın ayağa kalkıp elini masaya vurması üzerine katılan ... araya girdi, sanığa sarıldı, ikisi karşılıklı olarak boğuştu” demesi ve sanık hakkında düzenlenmiş olan 31.01.2011 tarihli adli muayene raporunda sanığın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığının belirtilmiş olması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, ayrıca katılan ... hakkında, ayırma kararı verilerek 2011/29 esasına kaydedilen soruşturma evrakının akıbetinin de araştırılması sonucunda tüm delillerin bir bütün halinde değerlendirilip sonucuna göre hakaret suçu yönünden TCK"nın 129, görevi yaptırmamak için direnme ve yaralama suçu yönünden de aynı Kanunun 29. maddesinde düzenlenmiş olan haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
5- TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiği kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek açıklanmalı, daha sonra da alt ve üst sınırlar arasında kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmeli, TCK’nın 3. maddesinde yer alan “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” ilkesi de gözetilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda, sanık hakkında yeterli gerekçe gösterilmeden seçimlik cezalarda temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi,
6- Sanığın adli sicil kaydında kasıtlı bir suçtan üç aydan fazla hapis cezasına mahkumiyeti bulunmaması karşısında, “yargılama sürecindeki davranışları” olumlu değerlendirilerek TCK"nın 62. maddesi uygulanmasına rağmen, “sanığın suç işleme eğilimine göre cezası ertelendiği takdirde başkaca bir suç işlemeyeceği hususunda mahkemede kanaat oluşmadığından” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle sanıklar hakkında TCK"nın 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/12/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.