1. Hukuk Dairesi 2014/15116 E. , 2014/20068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı; mirasbırakanları ... ve..."nin kayden paydaş oldukları dava konusu 47 ada 1 parsel, 1757, 1710, 1711, 1570, 1396, 1436, 1442, 1446, 1448, 1451, 1298, 1306, 1330, 1378, 1189, 1192, 1102, 1105, 1125, 1144, 1572, 1573, 1437, 1447, 1450, 320, 1329, 1341, 1198, 1224, 1225, 1268, 1275, 1282, 1162, 1180, 606, 905, 906, 640, 933, 960, 793, 862, 869 ve 785 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında İlter olan soyadlarının sehven ... olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun olarak “... oğlu ... ” ve “... kızı ...” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nin 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2- Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4- İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5- Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
... yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olayda, dava konusu 115 ada 224 parsel (793 parsel), 115 ada 471 parsel (785 parsel), 115 ada 327 parsel (640 parsel), 115 ada 27 parsel (606 parsel), 113 ada 36 parsel (320 parsel) sayılı taşınmazlarda ... kızı ... ile birlikte kardeşleri olarak ... ve ..."nin de adının geçtiği ve ..."nin de ölümü ile eşi ve çocuklarının kaldığının anlaşıldığı, ancak davacının murisi ... kızı...."nin nüfus kaydında kardeşi olarak ..."nin bulunmayıp ..."nin olduğu, ancak mahkemece anılan kişinin nüfus kaydının getirtilip bu hususta bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, ... kızı ..."ın dava konusu 136 ada 287 parsel, 136 ada 193 parsel, 136 ada 287 parsel, 136 ada 246 parsel, 136 ada 1 parsel, 153 ada 17 parsel, 152 ada 1 parsel, 150 ada 110 parsel, 136 ada 197 parsel, 136 ada 151 parsel, 136 ada 112 parsel, 136 ada 5 parsel, 136 ada 168 parsel, 136 ada 6 parsel, 136 ada 53 parsel, 136 ada 181 parsel, 136 ada 247 parsel, 136 ada 29 parsel, 152 ada 9 parsel, 150 ada 109 parsel, 136 ada 113 parsel, 126 ada 36 parsel, 126 ada 38 parsel, 150 ada 163 parsel, 150 ada 38 parsel, 148 ada 2 parsel, 115 ada 257 parsel, 115 ada 217 parsel, 115 ada 215 parsel, 150 ada 45 parsel, 150 ada 63 parsel sayılı taşınmazlarda pay satın aldığı 21.02.1974 tarih ve 86 yevmiye sayılı resmi senedin ve dava dışı paydaş ... oğlu ..."ın bir kısım taşınmazlarda ... olan soyadını ... olarak tahsisine ilişkin belgelerin ve dayanak kayıtlarının dosya arasına alınmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca, değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabule göre de, hakimin doğru sicil oluşturma görevi gereğince infazda tereddüt yaratmayacak biçimde hüküm oluşturulması ilkesi dikkate alınarak son kayıtlara göre hüküm kurulması gerekirken dava konusu taşınmazların yeni parsel numaraları almış olmaları hususu üzerinde durulmadan eski parseller üzerinden karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.