Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/17485 Esas 2016/10999 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/17485
Karar No: 2016/10999
Karar Tarihi: 25.10.2016

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/17485 Esas 2016/10999 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verdi. Mahkeme, sanıkların mala zarar verme suçundan da hüküm kurması gerektiğini belirtse de, zamanaşımı süresi içinde bu konuda karar verilebileceğine karar verdi. Hükümde, sanıkların ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının saklı olduğu belirtildi ve sonuç cezaları 11 ay 20 gün hapis cezası olarak belirlendi. Ancak TCK'nın 50/1-a maddesinin uygulanmaması gerektiği, çünkü kazanılmış hakların saklı tutulmasının bozulan hükümdeki sonuç cezaya ilişkin olduğu göz önünde bulundurulmadı. Bu nedenle, hüküm açıklanan sebeplerle BOZULDU. Sanıkların yargılama giderlerinin \"eşit oranda\" değil, \"kendilerinden\" alınması gerektiği belirtildi ve hüküm bu yönde DÜZELTİLEREK ONANDI. Kanun maddeleri olarak CMUK'nun 326/son, 326/2. ve 322. maddeleri, TCK'nın 50/1-a maddesi anıldı.
17. Ceza Dairesi         2015/17485 E.  ,  2016/10999 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulması unutulmuş ise de; zamanaşımı süresi içinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
    Sanıklar hakkında kurulan hükümde CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının saklı olması nedeniyle sonuç cezanın 11 ay 20 gün hapis cezası olarak belirlenip, bozulan hükümde hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmemiş olması ve kazanılmış hakkın saklı tutulmasına ilişkin kavramın bozulan hükümdeki sonuç cezaya ilişkin olması nazara alınarak TCK"nın 50/1-a maddesinin uygulanmaması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin "ayrı ayrı" yerine, “eşit oranda” alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından "Dosyada mahkum olan sanıklar için yapılan ve gerekçeli kararda gösterilecek yargılama giderlerinin sanıklardan eşit oranda alınmasına," cümlesinin çıkarılarak yerine "Dosyada mahkum olan sanıkların sebep olduğu yargılama giderlerinin kendilerinden alınmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.