6. Ceza Dairesi 2019/1083 E. , 2020/4291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : TCK"nın 150/1. madde delaletiyle 106/2a, 53, 58 maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis, hak yoksunlukları, mükerirlere özgü infaz rejimi, infazdan sonra denetimli serbestlik tedbiri
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/03/2019 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ... hakkında müşteki ...’a yönelik hukuki alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Olaya ve dosya kapsamına göre; yakınan ...’ın kollukta alınan ifadesinde özetle; “..simaen tanıdığım Bido lakaplı şahsın önünü keserek bana para vereceksin lan dedi, ben param olmadığını söylediğimde bıçak çıkardı paran yoksa telefonunu ver dedi pantolonumun cebinden cep telefonunu aldı, sim kartını çıkarıp bana verdi, cep telefonumu aldı, şikayetçi olursan seni öldürürüm diyerek tehdit etti.. bu şahsın beni neden tehdit ederek cep telefonumu aldığını bilmiyorum, şahıs ile aramızda herhangi bir husumet ve alacak verecek meselesi yoktur..” diyerek şikayetçi olduğunu beyan ettiği; buna karşılık sanığın ise, 12.04.2013 tarihli kolluk ifadesinde, “.. İbrahim benim samimi arkadaşımdır. 1-2 ay kadar önce şu anda çalışmış olduğum yerin karşısında yeni cami önünde seyyar cep telefonu satıyordum.. İbrahim yanıma geldi elindeki telefonu takas yapmak istedi, bende üzerine 50 TL vermesi gerektiğini söyledim, bunun üzerine paraya ihtiyacı olduğunu söyleyip 70-80 TL para istedi.. 80 TL verdim ancak ödemedi benden sürekli kaçarak yolunu değiştiriyordu.. olay günü gördüğümde alacağımı istedim..
boş bir arsaya gidip oturup konuştuk parama yok deyip ayağa kalktı bende ona iki tokat attım kaçtı..” 12.04.2013 tarihli Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde, “..İbrahim yanıma gelerek 70-80 TL 1 haftalığına ödünç istedi, hatta parayı aldıktan sonra 90 TL olarak geri ödeyeceğini söyledi ancak ödemedi..olay günü karşılaşınca paramı istedim bana cep telefonunu verdi, cep telefonunu İbrahim’e iade ederek parayı babasından isteyeceğimi söyledim... kaçmak istediği için yüzüne bir iki defa tokat vurdum.. müşteki ile konuşurken bıçağı bir defa çıkarttığımı hatırlıyorum ancak neden çıkarttığımı hatırlamıyor..ben kırmızı reçeteli ilaçlar kullanıyorum.. ayrıca ben müştekiyi gördüğümde yanımda arkadaşlarım ... ve ..."da vardı, müştekiyi gördükten sonra arkadaşlarıma siz burada bekleyin diyerek yanlarından ayrıldım müştekinin yanına gittim” 19.06.2013 tarihli duruşmada ise “..üzerimdeki bıçağı kullanmadan korkutarak borcumu getirmesini istedim, olaydan 2 ay önce 400 TL parayı elden vermiştim.. paramı isteyince telefonu verdi, kendisine geri verdim götür sat borcunu getir dedim.. telefonunu almadım zorla elime verdi bende iade ettim..benim ayrıca 80 TL"de alacağım vardı ondan bahsetmiştim, 400 TL"de alacağım vardır..” şeklinde beyanlarda bulunarak yakınanın cep telefonunu almadığını savunarak suçlamayı kabul etmediği; 12.04.2013 tarihli görüntü inceleme tutanağında da “..Birdal isimli şahsın görüntüye girdiği ve sağ eliyle gelme işareti yaparak birini çağırdığı görülmüş..müşteki İbrahim’in cep telefonu ile konuşarak Birdal isimli şahsın yanına geldiği..Birdal’ın sol eliyle müştekinin sol kolunu tutarak yürüdükleri sırada karşılıklı itiş kakış olduğu esnada Birdal isimli şahsın sağ elini beline doğru atarak belinden ahşap saplı bir bıçak çıkartıp müştekinin kolundan tutarak görüntüden çıktığının” tespit edildiğinin belirtildiği, ayrıca yerel mahkemece müştekinin kollukta beyan ettiği “... mah. ... cd. No.68/8 Merkez/...” adresine duruşma gününü bildirir davetiyenin Tebligat Kanunun 21.maddesine göre tebliğe edildiği, yakınanın ihzaren celbi hususunda yazılan yazı gereğince kollukça düzenlenen 03.07.2013 tarihli tutanakta, gidilen adresinin kapalı olduğu, ulaşılan telefon numarasından müşteki ile görüşüldüğünde, ... merkez ... köyünde olduğunu beyan ettiğinin belirtildiği, 03.07.2013 tarihli duruşmada ise, ihzaren celp tutanağında telefonla görüşülmesine rağmen duruşmaya gelmediği gerekçesiyle dinlenilmesinden vazgeçilerek hüküm kurulduğu ve gerekçeli kararın da aynı adresine Tebligat Kanunun 21.maddesine göre tebliğ edildiği olayda;
1- Yakınanın yağmalandığını ileri sürdüğü cep telefonu cihazının ımei numarası üzerinden suç tarihinde ve suç tarihinden sonraki döneme ilişkin HTS kayıtlarının celbedilerek, 353743053466569 imei numaralı bu cihaz ile yapılan arama kayıtlarına ilişkin görüşmelerin tespit edilmesi, arama kaydı bulunması halinde arama sırasına göre sonraki arama kayıtlarındaki kişiye kendisinden önce kullanılan cep telefonu cihazını ne şekilde edindiğinin sorulması,
2- Yakınanın kollukta alınan ifadelerinde sanıktan şikayetçi olduğunu beyan ettiği ve hakkında ihzaren celp tutanağında kendisiyle yapılan telefon görüşmesinde, “Elazığ merkez Gelin köyünde” olduğunu beyan ettiğinin belirtilmesi karşısında; suçtan zarar gören ve soruşturma aşamasında şikayetçi olan yakınanın, kovuşturma aşamasında 5271 sayılı CMK"nin 233/1 ve 234/b maddelerinde belirtilen davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği gözetilmeyerek, yakınanın adresinin tespit edilemediği gerekçesiyle dinlenilmesinden vazgeçilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Yakınan kollukta sanığı simaen tanıdığını, aralarında alacak verecek meselesi olmadığını beyan ettiği dikkat alındığında, yakınan ile ablası ...’ın ve sanığın savunmasında adı geçen tanık ...’in beyanlarının alınması, ayrıca sanık ve yakınanın ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılarak, aralarında hukuki alacak ilişkisi olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespiti ile, belirtilen tüm bu durumların netleştirilmesi ve delillerin birlikte bütün halinde karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son (5271 sayılı CMK"nin 307.) maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.