8. Hukuk Dairesi 2018/7579 E. , 2020/8308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Paydaşlar Arasında Men"i Müdahale
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; müvekkili ile davalıların ortak murisi olan ..."a ait olan ... ilçesi ... mahallesi 2 ada 9 parselde kayıtlı B blok 13 nolu bağımsız bölümde 2011 Mayıs ayından bu yana davalıların ikamet ettiğini ve müvekkillinin bu bağımsız bölümden yararlanmasını engellediklerini, bu nedenle davalıların bu taşınmaza elatmalarının önlenmesi ile bağımsız bölümden tahliyelerine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar; haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın mesken niteliğinde olduğu, mirasçılar arasında ifrazının imkansız bulunduğu, bu nitelikteki bir taşınmazda mülkiyetten doğan hakkını kullanamayan bir mirasçının açacağı davanın, ortaklığın giderilmesi davası olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2012/10230 Esas, 2012/13792 Karar sayılı ilamıyla; mesken nitelikli taşınmazın davalıların tasarrufunda olduğu, davacının kullanabileceği yerin bulunmadığı, tüm paydaşların katıldığı bir anlaşma olmadığı gibi, paydaşlar arasında harici ve fiili bir taksimin de bulunmadığı, davalılar Resul, Tuğba ve Dursun yönünden davacıların payı oranında, taşınmazda payı bulunmayan davalı ... yönünden ise mutlak suretle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Bozma sonrası Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiş, davacı vekilince temyiz edilen direnme kararı Hukuk Genel Kurulunun 2013/1-2060 Esas, 2015/1185 sayılı kararıyla Özel Dairenin bozma kararına uyulması gerektiği belirtilerek bozulmuş, HGK bozma kararı sonrası yapılan yargılamada ise Mahkemece; davalı ...’in mutlak surette elatmasının önlenmesine, diğer davalılar Resul Önder, Dursun ve Tuğba’nın ise davacının miras payı oranında müdahalelerinin menine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalıların yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davalıların yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazına gelince;
Elatmanın önlenmesine yönelik davalarda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, elatılan yerin değerinden ibaret olacağı kuşkusuzdur (04.03.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Somut olayda ise; paydaşlar arasında elatmanın önlenmesinin söz konusu olduğu, bu durumda dava değerinin müdahale edilen payın değeri kadar olacağı, harç ve vekalet ücretinin de bu değer üzerinden belirleneceği tartışmasızdır. Dosya kapsamındaki bilirkişi raporuna göre; taşınmazın değerinin 65.835 TL, davacının miras hissesinin 1/7, bu itibarla dava değerinin de 9.405 TL olduğu anlaşılmakla, bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretinin hesaplanması gerekirken, taşınmazın tamamının değeri olan 65.835 TL üzerinden hesap yapılıp karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. (HUMK mad. 438/7, HMK mad. 370/2).
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın 2. bendinin tamamı değiştirilerek yerine “Alınması gerekli 642,45 TL karar ve ilam harcının, peşin ve tamamlama olarak alınan toplam 978,50 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 336,05 TL"nin istek halinde davacıya iadesine, davacıdan tahsil edilen 642,45 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde yazılmasına, kararın 4. bendinde bulunan “7541,00 TL” ibaresinin madde metninden çıkarılarak yerine “1.500 TL” ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.