17. Hukuk Dairesi 2015/6270 E. , 2017/12028 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 29/06/2013 tarihinde davacı ..."in babaları, ..."in eşi, ... ve ..."in kardeşi ..."in sürücüsü olduğu araç ile davalının işleteni olduğu aracın karıştığı kazada vefat ettiğini belirterek ..."in vefatı sebebi ile ... için 50.000,00 TL, ... için 40.000,00 TL, ... için 40.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 170.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itiberen işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; tazminata konu kazayı bilgisi dışında aracı alan ..."in yaptığını ve bu nedenle tazminattan sorumlu olmadığını, kusuru kabul etmediğini ve talep edilen tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... için 30.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL ve ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve özellikle manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56 (eski BK 47) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
a-Davacı vekili, dava dilekçesinde olay tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faiz istemini belirtmiştir. Bu sebeple mahkemece faiz talebine yönelik karar verilmemiş olması karşısında tüm tazminat miktarı yönünden kazaya karışan araçların hususi araç oldukları ve davalının aracın işleteni olduğu da göz önüne alınarak olay tarihinden itibaren yasal faize hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere faize hükmedilmemiş olması doğru değil bozma nedeni ise de,
b-Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarları üzerinden ayrı ayrı nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, toplam miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil, bozma sebebi ise de;
c-Yargılama sonucunda kısmen haklılık durumu ortaya çıktığında ve kısmen kabul-kısmen red şeklinde hüküm kurulduğunda, harçlar yargılama giderleri gibi haklı çıkma oranında taraflar arasında paylaştırılamayacaktır. Zira, davanın reddi dışında harç daima davalıya yükletileceğinden, diğer giderler gibi kazanılan, kaybedilen miktara göre tekrar bölüştürme yapmak mümkün olmayacaktır. Bu nedenle yargılama giderlerinde kabul ve red durumuna göre oranlama yapılırken harçlar oranlamaya tabi olmadığından harcın yargılama giderlerine katılarak oranlanması hatalı olup bozma sebebi
ise de;
bu konudaki yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK."nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1.bendinin "... için 30.000,00 TL, ... ... için 20.000,00 TL, ... ... için 20.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL ve ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine" şeklinde değiştirilmesine; (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4.bendinin "Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirmesinden dolayı kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca nispi 11.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine" şeklinde değiştirilmesine; (2-c) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.bendinin "Davacılar tarafından yargılama gideri olarak harcanan posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.010,00 TL"nin davanın kabul ve red oranına (%47 Kabul - %53 Red) göre hesap edilen 535,30 TL"sinin davacılar üzerine bırakılmasına, kalan miktar olan 474,70 TL"sinin ve peşin harç 580,64 TL olmak üzere 1.055,34 TL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine" ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.