23. Hukuk Dairesi 2011/3387 E. , 2012/1154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı iken, parasal edimlerini yerine getirmediklerinden bahisle yasa ve anasözleşmeye aykırı bir şekilde ihraç edildiklerini, yine davacıların ihracına dair kararlar kesinleşmeden yapılan 07.11.2009 tarihli genel kurula davacıların katılımı engellendiğinden bu genel kurul kararlarının da iptali gerektiğini ileri sürerek, anılan genel kurul kararlarının ve davacıların ihracına dair yönetim kurulu kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıların ihracına ilişkin yönetim kurulu kararları ve iptali istenen genel kurul kararlarının yasa ve anasözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 07.11.2009 tarihli genel kurul kararlarından davacıların ihracına dair 6. madde dışındaki kararların iptali istemine ilişkin red kararının yerinde olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca, tebliğ edilen ihraç kararı yönetim kurulunca verilmiş ise, ortak, üç aylık süre içinde genel kurula itiraz edebileceği gibi, mahkemede itiraz davası da açabilir. Yönetim kurulunun ihraç kararına karşı genel kurula itiraz edilmiş ise, artık yönetim kurulunun ihraç kararına karşı iptal davası açılamaz. Dava, genel kurul kararına karşı ve tebliğinden itibaren üç ay içinde açılmalıdır. Zira, aynı hükümde, itiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır. Üç aylık hak düşürücü süre içerisinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.
Bu durumda, mahkemece, öncelikle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının resen incelenmesi ve süresi içerisinde açılmış bir dava olduğu taktirde işin esasına girilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davalı kooperatif yönetim kurulunun aldığı 04.08.2009 ve 10.08.2009 tarihli kararlar ile davacıların ihracına karar verilmiş, bu ihraç kararları 07.11.2009 tarihli genel kurul gündeminin 6. maddesi ile onanmıştır. Genel kurul kararı ise davacılara tebliğ edilmemiştir.
Öte yandan, dosyada mevcut anasözleşmenin 14/2. madde hükmünde, parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür. Davalı kooperatif tarafından keşide edilen 09.06.2009 tarihli birinci ihtarnamede, henüz ödenmesinde 30 gün gecikilmemiş olan Mayıs ayı aidat alacağı da dahil edilerek istenilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, tüm davacılar bakımından 11.11.2009 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunun kabul edilerek, muaccel olmayan aidat borcunun da yer aldığı ihtarnamelere dayanılarak davacıların ihraç edildiği nazara alınarak, davacıların ihracına ilişkin anılan yönetim kurulu kararları ile 07.11.2009 tarihli genel kurul kararının 6. maddesinin davacılar bakımından iptaline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3)Davacılardan her biri, davalı kooperatifin ayrı ayrı ortakları olup, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Bu nedenle, tek maktu harçla dava açılıp, yine tek bir maktu harçla dava sonuçlandırılamaz. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, her bir davacı için ayrı ayrı maktu başvuru harcı alınarak, ortada ayrı ayrı açılmış ve resen birleştirilmiş bir dava varmışçasına işlem yapılmak suretiyle davaya devam edilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılmış olması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2 ve 3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.