Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1855
Karar No: 2020/1945
Karar Tarihi: 19.02.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/1855 Esas 2020/1945 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/1855 E.  ,  2020/1945 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.05.2017 tarihinde verilen dilekçeyle meraya elatmanın önlenmesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen 04.07.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KARAR
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

    (Muhalif)


    KARŞI OY
    Davacılar vekili, davacıların oturduğu köye ait mera alanlarına davalıların haksız el attığını ve davacıların kullanımının engelendiği iddiasıyla eldeki davayı açmıştır.
    Dava, meraya el atmanın önlenmesi ve kal talebiyle açılmıştır.
    Uyuşmazlığa konu yerin mera olduğu ve davalıların el attığı sabittir.
    Mahkemece,davacıların dava açmasında aktif husumetleri bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ve istinaf talebi de esastan reddedilmiştir.
    Temyiz incelemesi sırasında sayın çoğunluk, ilk derece ve istinaf mahkemesi kararlarını yerinde görmüş ise de aşağıdaki gerekçelerle bu karara iştirak etmek mümkün değildir.
    Bilindiği üzere olay ve olguları ileri sürmek taraflara; hukuki nitelendirme mahkemeye aittir.(6100 sayılı HMK 33.madde)
    Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
    Meralar üzerinde, aidiyet iddiasıyla, el atmanın önlenmesi, tapu iptali mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir.
    Mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin uyuşmazlıklarda kimlerin dava açabileceğine ilişkin yasal düzenleme yoktur. 3402 sayılı Kadastro Yasası ve 4342 sayılı Mera Yasasında da davacılık sıfatı düzenlenmemiştir. Genel hükümler çerçevesinde bakıldığında, mahkemeden hukuki korunma istenmesinde korunmaya değer bir yararı bulunan yani hukuki yararı olan kişinin davacılık sıfatının varlığının kabulü gerekir. Davaya konu olayda mera niteliğindeki dava konusu taşınmazın davalılar tarafından kişisel tasarruflarına hasradilmesi nedeniyle davacıların yararlanmasının doğrudan engellendiği belirlenmiş bulunduğuna göre bu kişilerin dava hakkı mevcuttur.
    Mera kullanım hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. O köyden veya belde halkından olan kişi bu gibi yerlerden kimseden izin almaksızın 4342 sayılı Mera Kanununun öngördüğü kullanım biçimine uygun yararlanma hakkını sürdürebilir. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da o kişinin mera iddiası ile ve haksız elatmanın giderilmesi istemiyle dava açma ehliyeti vardır.
    Kadim kullanma ve yararlanma sebebi ile bahsi geçen taşınmazlar ister belediye hudutları içerisinde isterse köy sınırları içerisinde olsun bunlardan yararlanmakta olan kişiler el atmanın önlenmesi davası açabilirler. Örneğin bir köyde içme suyuna veya yola karşı vaki müdahalede bulunuluyorsa köyden herhangi bir kişi bu davayı açabilmektedir.
    Dairemizin 03.04.2006 gün ve 2006/3915 Karar sayılı ilamında da “..mera, yaylak ve kışlıklara ilişkin uyuşmazlıklarda kimlerin dava açabileceğine ilişkin yasal düzenleme yoktur. Mecelle dışında bu yönde bir hükme rastlanmamıştır ki Mecelle´de köy halkından bir ya da birkaç kişinin meralık iddiasıyla dava açma hakkının varlığından söz edilmektedir. (Mecelle MD.1645) yürürlükte bulunan 3402 Sayılı Kadastro Yasası ve 4342 sayılı Mera Yasasında da davacılık sıfatı düzenlenmemiştir. Genel hükümler çerçevesinde baktığımızda, mahkemeden hukuki korunma istenmesinde korunmaya değer bir yararı bulunan, yani hukuki yararı olan kişinin davacılık sıfatının varlığının kabulü gerekir.” görüşüne yer verilmiştir.
    Bu sebeplerle, meralardan yararlanma hakkına sahip köyde oturan davacıların, meraya elatmanın önlenmesi ve kal talepli dava açmalarında aktif husumetleri olduğu halde aksi kanaatle husumetlerinin olmadığı gerekçesiyle verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapılan istinaf talebini esastan reddeden istinaf kararının bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına katılamıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi