15. Hukuk Dairesi 2019/1038 E. , 2019/4353 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin haksız fashi nedeni ile feshin iptâli ve muarazanın giderilmesi, mümkün olmaması halinde uğranılan kazanç kaybı zararının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın alacak istemi yönünden kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına ve özellikle davalı T.C. Sağlık Bakanlığı oluğu halde karar başlığında ... Devlet Hastanesi’nin gösterilmiş olması maddi hataya dayalı olup, mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dairemizin hükmüne uyulan 10.05.2016 gün 2015/4091 Esas, 2016/2694 Karar sayılı bozma ilamının 2. bendinde davalının fesihte haklı olmadığı anlaşıldığına göre davacı tarafın isteyebileceği fesihten kaynaklanan zararın BK’nın 325. maddesi hükümleride gözetilerek bilirkişiden ek rapor alınmak sureti ile ve ıslah dilekçesi de gözetilerek karar verilmesi gereğine işaret edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uygulduğuna göre bozmada belirtilen hususlar yararına olan taraf için usulî kazanılmış hak teşkil edeceğinden 09.05.1960 gün 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma uyarınca inceleme yapılıp karar verilmesi zorunlu hale gelmiştir. Somut olayda usulî kazanılmış hakkın istisnaları bulunmamaktadır. Davacının iddiası ve dosya kapsamına göre 1 yıl geçerlilik süresi bulunan sözleşmenin erken feshi nedeniyle geriye kalan ödenmesi gereken iş bedeli alacağının 5 x 3.835,00 TL = 19.175,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
818 sayılı BK’nın 325/II. maddesi hükmünün eser sözleşmesinin haksız feshi halinde kâr kaybı hesabında uygulanması gerektiği Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında kabul edilmelidir. Buna göre kalan iş bedelinden geriye kalan dönemde yüklenicinin işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği malzeme, işçilik, vergi, SGK gibi giderler ile yine aynı dönemde başka bir işten kazandığı ve kazanmaktan kasten kaçındığı kazançların düşülerek kâr kaybı hesabının yapılması gerekir. Dairemiz bozma ilamında kazanç kaybının BK’nın 325. maddesine göre hesaplanması gerektiği belirtilmesine rağmen bozmadan sonra alınan mali müşavir bilirkişi raporu bozma kapsamına uygun olmadığı gibi hükme yeterli kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece yeniden seçilecek konusunda uzman teknik bilirkişiden davalının fesihte haksız olduğu ve davacının fesih tarihi itibari ile kalan iş bedeli alacağının 19.175,00 TL olduğundan hareketle sözleşmenin fesh edildiği 09.07.2010 tarihinden itibaren işe devam etmemesi sebebi ile tasarruf ettiği işçilik ve malzeme giderleri, vergi ve SGK gibi masraflar ile kalan sürede başka bir iş yaparak elde ettiği kazanç ya da kazanmaktan kasten kaçındığı kazanç miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alıp, bulunacak bu miktarların kalan dönem için davacının almaktan mahrum kaldığı iş bedelinden mahsup edilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
İşin niteliği ve davacının tacir olması sebebi ile ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 12/3 ve 3095 sayılı Yasa’nın II. maddesi uyarınca davacı ticari faiz talep edebilir ise de; dava açarken seçimlik hakkını daha az oranda olan yasal faiz istemek sureti ile kullandığı ve iradeyi sakatlayan sebepler dışında seçimlik haktan dönülmesi mümkün olmadığından, kabul edilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken, kararda belirtilen şekilde dava tarihinden itibaren yasal ve ıslah tarihinden itibaren ticari faiz uygulaması yapılması da usul ve yasaya aykırı olmuştur. Belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.