Esas No: 2020/15351
Karar No: 2022/2733
Karar Tarihi: 08.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/15351 Esas 2022/2733 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık Rossokha Hanna'nın yolcu bagajlarında yapılan aramada uyuşturucu madde bulunması sonucu Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından uyuşturucu madde ithal etme suçundan mahkum edildiği belirtilmiştir. Ancak, yapılan incelemeler sonucu sanığın suçun teşebbüs aşamasında kaldığı ve uyuşturucu maddenin ülkeye sokulmasına engel olunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hukuka uygun bulunmuştur. Kanun maddeleri açısından incelendiğinde, 5237 sayılı TCK'nın 53. Maddesi ve 188/1. Maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 288, 294 ve 304/1. maddeleri dikkate alınmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu ve uyarıcı madde ithal etme
Hüküm : 1- Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi 16/07/2019 - 2017/488 esas, 2019/201 karar sayılı mahkûmiyet hükmü
2-İstinaf talebinin düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edenin sıfatı, başvurusunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık müdafiinin dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
5237 sayılı TCK'nın 53. Maddesinin uygulanması ile ilgili olarak ilk derece mahkemesinin hükmünden sonra 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün düzeltilerek istinaf talebinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz isteminin ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 08/03/2022 tarihinde üye ...'in karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
07.11.2017 tarihli Olay Tutanağına göre, aynı gün İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Atatürk Havalimanı’nda yapılan çalışmalarda, TK 1860 sefer sayılı Madrid uçağının yolcu bagajları şut altı tabir edilen bölümünde narkotik madde arama köpeklerine koklatmak suretiyle yapılan kontrolde, üstünde sanık Rossokha Hanna’nın ismi yazılı 2 adet çantaya köpeklerin tepki vermesi üzerine bahse konu bagajlarda uyuşturucu madde bulunduğuna dair yoğun şüphe oluşması nedeniyle, bagajların atılacağı 8 numaralı bagaj bandı çevresinde bagajların sahibi tarafından alınması beklenmiş, bir müddet sonra sanığın bagajları almasını müteakiben bagajlar x-ray kontrolünden geçirilmiş ve yoğun şüphe oluşması üzerine sanık ve bagajlar üzinde yapılan detaylı inceleme neticesinde, birinci çantada 4445 gr esrar, ikinci çantada 5745 gr esrar maddesi ele geçirilmiştir.
Yürütülen soruşturma sonucunda sanık hakkında açılan kamu davasına istinaden yapılan yargılama neticesinde, Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.7.2019 tarihli kararıyla, sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçundan dolayı TCK’nın 188/1 ve 62. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına hükmolunmuş; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 07.7.2020 tarih ve 2020/1897 sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Olay tutanağı ile dosyadaki diğer belgeler incelendiğinde; polis memurları tarafından yapılan tespit ve takibi müteakiben, yurt dışından uçakla getirilen uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, böylece görevlilerin müdahalesiyle sanığın uyuşturucu maddeleri ülkeye sokmasına engel olunduğu, dolayısıyla sanığın işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçunun tamamlanmadığı ve teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmaktadır.
İthal “uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin maddeten, Türkiye’nin siyasi sınırlarının her hangi bir yerinden sokulması” (Erman/Özek’ten aktaran: Birsen Elmas, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2020, s. 63) olarak tanımlanmakla birlikte, gümrük (sınır) kapılarının bulunduğu yerlerde uyuşturucu maddenin Türkiye’ye sokulmuş sayılması için gümrük kontrol noktasından herhangi bir şekilde geçirilmiş olması gereklidir. Gümrük kontrolünün amaçlarından biri kaçak veya yasak eşyanın ülkeye girişinin önlenmesi olup, gümrük işlemleri sırasında uyuşturucu veya uyarıcı maddenin polis ya da gümrük görevlisi gibi yetkililer tarafından yakalanması halinde, maddenin ülkeye sokulmasına engel olunduğundan, ithal suçunun tamamlandığından söz edilemez. Zira uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme, esas itibariyle ülkeye sokulan maddenin satılması, satışa arz edilmesi ya da başkalarına verilmesi gibi kullanmak amacı dışındaki eylemlerin icrasına yönelik olarak işlenen bir suç olup, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin gümrük işlemleri sırasında yakalanması halinde, elverişli hareketlerle doğrudan doğruya ithal suçunun icrasına başlayan failin elinde olmayan nedenlerle, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ülkeye sokulmasına engel olunarak ithal suçunun tamamlanması ve aynı zamanda maddenin ülke içinde satışı, satışa arz edilmesi ve başkalarına verilmesi gibi tasarruflarda bulunulması önlenmektedir.
Doktrinde de yukarıda açıklanan görüşü destekleyen çok sayıda yazar bulunmaktadır. Örneğin İltaş, “Gümrük kapısı olan yerler bakımından suça konu olan ve saklanan/bildirilmeyen maddenin gümrük işlemleri sırasında yetkililer tarafından yakalanması halinde failin tamamlanmış ithal suçundan dolayı değil de ithal suçuna teşebbüsten dolayı cezalandırılması gerektiği” görüşündedir (Yiğit İltaş, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu, Adalet Yayınevi, Ankara, 2020, s. 192). Savaş/Mollamahmutoğlu’na göre de, “İthal suçu: maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yabancı ülkeden yurda gümrükte saklanarak veya beyan edilmiyerek sokulması ile tamamlanır. Fail gümrükte işlemler sırasında yakalanmış ise suç tamamlanmamıştır. Eylem … teşebbüs derecesinde kalmıştır.” (Vural Savaş-Sadık Mollamahmutoğlu, Türk Ceza Kanununun Yorumu, 3. Cilt, Seçkin Yayınevi, Ankara 1999, s. 3609-3610). Somut olayda, Türkiye’ye giriş havalimanından gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, uyuşturucu maddenin ülkeye giriş sırasında yapılan kontrolde ele geçirilmiş olması nedeniyle, sanığın işlediği suç, teşebbüs hükümlerinin uygulanması bakımından gümrük kapılarında işlenen suçlarla benzerlik arz etmektedir. Zira sanığın Madrid’den çantalarını uçağa teslim etmesinden sonra uçağın şut altı bagaj bölümüne konulan çantalarıyla irtibatı kesilmiş ve çantaları üzerinde hâkimiyeti kalmamıştır. Uçak Türkiye’ye iner inmez sanığın şut altı bagaj bölümündeki çantalarında yapılan kontrolde şüpheli yoğunluk tespit edilmesi üzerine, takip edilen sanığın bagaj bandından aldığı çantalarda yapılan aramada uyuşturucu madde bulunmuştur. Dolayısıyla çantalar uçakla Türkiye’ye getirilmiş ise de, getirilen uyuşturucu madde polis memurları tarafından ülkeye ilk giriş ânında tespit edilip ele geçirildiğinden, sanığın çantaları üzerinde kontrol sağlaması ve içinde taşıdığı uyuşturucu maddeyi Türkiye sınırları içinde satış, satışa arz etme ve başkalarına verme gibi tasarruflarda bulunması önlenmiştir. Bu suretle sanığın fiili olarak uyuşturucu maddeyi ülkeye sokmasına engel olunduğundan, sanığın elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icrasına başladığı uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ithal etme suçu, elinde olmayan nedenlerle tamamlanamamış ve teşebbüs aşamasında kalmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; sanığın işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçu teşebbüs aşamasında kaldığından, sanık hakkında TCK’nın 188/1. maddesi uyarınca tayin edilen cezadan TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken, sanığın eylemi tamamlanmış suç olarak kabul edilmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğu kanaatini taşıdığımdan, sanık hakkında ilk derece mahkemesince verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 07.7.2020 tarih ve 2020/1897 K. sayılı kararının bozulması yerine, temyiz isteminin esastan reddine yönelik sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.03.3.2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.