14. Hukuk Dairesi 2015/2714 E. , 2015/9609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından 05.09.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, miras bırakanın nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı, yapılan tüm resmi kurum araştırmalarında ..... ile davacı ve kardeşleri arasında bir bağ kurulamadığı, davacıların anneleri ....."in hanesinde nüfusa kayıtlı oldukları, baba adlarının nüfusta .... olduğu, sadece tanık beyanlarının davacının ....."nin çocuğu olduğunu doğruladığı, bunun haricinde hiç bir belge ile bu durumun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TMK"nın 598. maddesi gereğince başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği de her zaman ileri sürülebilir. Yine TMK"nın 575. maddesi gereğince miras ölümle açıldığı gibi aynı kanunun 30. maddesi hükmüne göre de doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durum her türlü delille ispat edilebilir.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda Davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için miras bırakanın öldüğünü ve ölüm tarihini, mirasbırakan ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için miras bırakanın hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının miras bırakanın mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.
Somut olaya gelince; davacı, ..... ili, ..... Köyü, 828 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden ....."nin mirasçısı olduğunu, annesi ..... ile ....."nin gayrı resmi evlendiklerini, bu evliliklerinden ... ve kardeşlerinin dünyaya geldiğini, ....."nin veraset ilamının çıkartılarak verilmesini istemiştir. 828 nolu parselin tapu kaydı, tespit tutanak ve dayanaklarına göre taşınmazda 1967 yılında ..... tarafından pay satın alındığı, akit tablosundaki kimlik bilgilerine göre, .... oğlu .... dan olma 1326 doğumlu ....."nin ..... Merkez ...... köyü 14 hanede nüfusa kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Duruşmada dinlenen davacı tanıklarından ..., ........., ....... beyanlarında, aynı taşınmazda paydaş olduklarını, ....."nin ..... ile gayrı resmi evliliğinden aralarında davacı ..."in de bulunduğu iki oğlu ve dört kızının olduğunu, halk arasında ....."ye "....." adıyla hitap edildiğini beyan etmişlerdir. Muris ....."nin nüfus kayıtlarının bulunmadığı ve ölüm tarihinin de belli olmadığı anlaşılmaktadır. Tanık beyanları ve tapu kayıtlarında belirtilen adres bilgisi dikkate alındığında, davanın çekişmesiz yargıya tabi olduğu ve bir bakıma kamu düzeni ile ilgili bulunduğu gözetilerek kendiliğinden araştırma ilkesi işletilmeli, zabıta araştırması her ne kadar taşınmazın bulunduğu mahalde yapılmışsa da tapu kaydındaki adreste de araştırma yapılmalı, ölüm tarihindeki hükümlere göre mirasçılık belgesi verileceğinden murisin ölüm tarihinin tespiti için belirtilen adreste gerekirse zabıta araştırması yapılarak ve dinlenen tanıklardan da bu husus sorulmalı, hasımsız açılan bu davada nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması nedeniyle mirasçı olduğu belirtilen kişilerin miras bırakanla soy bağının her türlü delille ispat edilebileceği dikkate alınmalı, tanıkların da davacının beyanlarını doğruladığı anlaşıldığından tüm mirasçılar duraksamasız belirlendikten sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.